Vitrinin yanındaki kitapların orada duruyordu. Seks dergilerini gömleğinin altın atıyordu. | Open Subtitles | كان يقف نحو رف المجلات و يخبأ المجلات الإباحية في قميصه |
- Anliyorum ama resimde ticarî plakasi olan bir traktörün yaninda duruyordu. | Open Subtitles | أفهم ذلك، لكنّه في الصورة، كان يقف أمام جرّارٍ يحمل لوحةً تجاريّة |
- Anlıyorum ama resimde ticarî plakası olan bir traktörün yanında duruyordu. | Open Subtitles | أفهم ذلك، لكنّه في الصورة، كان يقف أمام جرّارٍ يحمل لوحةً تجاريّة. |
Su ve elektrik departmanından bir adam elektriğe dokunduğu sırada suda duruyormuş. | Open Subtitles | شخص يعمل في مصلحة المياه و الكهرباء ..و الذي كان يقف في المياه عندما يلمس الكهرباء |
- Ve katilin de nerede durduğuna dair de fikrimiz yok. | Open Subtitles | ولا نعلم أين كان يقف الجاني في الغرفة أيضا |
Orada öylece dikiliyordu, ...benim de başka bir seçeneğim yoktu. Selam. | Open Subtitles | كان يقف هناك أيضاً، لذا لم يكن بيدي أيّ خيار، كما تعلمون |
Kızın solunda mı, sağında mı yoksa arkasında mı duruyordu? | Open Subtitles | هل كان يقف على يسارها أم على يمينها ، أو خلفها ؟ |
Ayakta duruyordu, o kız caddenin karşı tarafında, tavukçunun yanında. | Open Subtitles | كانت واقفة , تلك الفتاة على جانب الرصيف حيث كان يقف ذلك الجبان كالدجاجة |
Önceki gece yağmurda evin, dışında duruyordu. | Open Subtitles | كان يقف خارج منزلى فى اليوم الذى كانت تمطر فية |
Bir kapağın üzerinde duruyordu. Bir rastlantı değil. | Open Subtitles | كان يقف على باب سحري مما يعني أن وجوده مقصود |
Orada kamyonetin yanında duruyordu sonra birden içeri çekildi. | Open Subtitles | لقد كان يقف بجانب الشاحنة عندما خرج شيء ليسحبه |
Ama bence sen ateş ettiğinde yanında duruyordu. | Open Subtitles | ولكن أعتقد أنه ربما كان يقف إلى جانبك عند يطلق النار من مسدسه. |
Horatio yüzü kuzeybatıya dönük olarak aşağı yukarı orada duruyordu. | Open Subtitles | هوراشيو كان يقف ما يقرب من هنا، متوجه صوب الشمال الغربي عندما اضطلع سلاحه. |
Linda, kesilme sırasında Hunter'ın önünde duruyordu. | Open Subtitles | ليندا كان يقف أمام هنتر عندما تم قطع. الحمض النووي يؤكد أن الدم كان له. |
Boulder tam burada duruyordu ve çocuğun vuruşunu gördü. | Open Subtitles | اسمعني ، الجلمود كان يقف هناك لقد رأيت الفتى يضرب بدون إخضاع أرض |
David i de koy Patlama sırasında o nerde duruyordu ? | Open Subtitles | و ديفيد اين كان يقف هو عندما حصل الانفجار |
Hemen yanınızda duruyordu. Doğal olarak herşeyi duydu. | Open Subtitles | كان يقف مباشرة هناك من الواضح أنه سمع كل شيئ |
O adam, bütün o kurşunlar havada uçuşurken öylece ortada duruyordu. | Open Subtitles | هذا الشخص , بالطريقة التي كان يقف بها هناك |
Belki katil, saldırdığı sırada o boşlukta duruyordu. | Open Subtitles | ربما القاتل كان يقف في ذلك الفراغ عندما هاجم. |
Kan damlalarına göre vurulduğu zaman burada duruyormuş. | Open Subtitles | بقع الدم تشير إلى أنه كان يقف هنا عندما أصيب بعدة طلقات. |
İki ayağının üzerinde duruyormuş, iki metreden uzunmuş, kılla kaplıymış ve ona "cehennemden gelen canavar" demiş. | Open Subtitles | كان يقف علي قدمين و طول 2 متر مفطي بالشعر و سماه الوحش من الجحيم |
Yani onun, adamlarının önünde durduğuna yemin edebilirsiniz Bay Goddard'ın dediği gibi onların arkasında durmadığına? | Open Subtitles | لذا أستعد للقسم على إنه كان يقف أمام رجاله و ليس خلفهم كما أخبرنا السيد (غودارد) ؟ |
Ve beni vurduktan sonra, yanımda dikiliyordu, şarkı söylüyor, dans ediyordu. | Open Subtitles | ، وبعدما أطلق النار عليّ ، كان يقف فوقيّ . يهتف ويرقص |