"كان ينبغي" - Traduction Arabe en Turc

    • gerekirdi
        
    • gerekiyordu
        
    • gereken
        
    • Keşke
        
    • gerektiğini
        
    Hepsi bir hataydı; hiç olmamış olması gerekirdi ama oldu. TED كان خطأ برمته؛ كان ينبغي أن لا يحدث أبدا.
    Bunu daha önce, senin için sokakları aşındırırken söylemen gerekirdi! Open Subtitles كان ينبغي عليك قول هذا سابقاً قبل أن أبحث لكم جميعاً عن طعام أو مال
    Hepiniz korkaksınız. Asılmanız gerekirdi. Open Subtitles انهم جميعا جبناء كان ينبغي أن يكونو مشنوقين
    İç kanama geçirmesi gerekiyordu ama hiçbir morluk ve kan toplağı yok. Open Subtitles كان ينبغي ان ينزف داخلياً لكن هناك صفر و ليس ورم دموي
    Lanet yağ tuzağını bilmesi gerekiyordu, dünyadaki en sikik biri bile bilir bunu. Open Subtitles أنه كان ينبغي عليه أن يكون مصيدة للدهون يعرف أنه في مشكلة عالمية
    Şimdi kesinlikle karar vermesi gereken şey, aralarındaki ilişkinin ne olduğuydu. Open Subtitles ما كان ينبغي عليه أن يُقرره بجزم الآن، هو العلاقة بينهم.
    Senden gelmeni istemeseydim Keşke. Hata etmişiz. Yoo-jin. Open Subtitles ..ما كان ينبغي عليَّ أن أحضرك معي ..يوجين
    CA: İklim değişikliğine sahiden inanmayan biri olduğunu söyledi ve bunu yapmaman gerektiğini düşünen bir sürü insan var. TED قال أنّه لا يُؤمن بالتغير المناخي، وهناك الكثير من الناس الذين يعتقدون أنه كان ينبغي عليك ألا تفعل ذلك.
    Barnsby'nin gelmiş olması gerekirdi. Hangi cehennemde acaba? Open Subtitles كان ينبغي أن يكون بيرنسبى هنا الآن أين هو ؟
    Herifin Amerika'ya adım atar atmaz hainlikle suçlanması gerekirdi. Open Subtitles النذل .. كان ينبغي أن يحاكم باعتباره خائنا عندا بمجرد النزول من القارب
    Bunu, senin çok daha önce yapman gerekirdi, Don Christobal. Open Subtitles كان ينبغي أن تفعل المثل منذ زمن طويل يا دون كريستوبال
    Neden helikopterim henüz gelmedi? Herşeyin 15 dakika da hazır olması gerekirdi. Open Subtitles لماذا لم تصل الهيلوكبتر لحد الآن كان ينبغي ان تصل هنا خلال 15 دقيقة
    Sana böyle bir şey yapmayacağımı bilmen gerekirdi. Open Subtitles كان ينبغي عليكَ أن تعرف أنه لايمكنني فعل ذلك بك
    Seni onların üstüne yollamalıydım Bunu yapmam gerekirdi. Open Subtitles كان ينبغي أن أجعلك تجلسين معهم كان هذا ما كان يجب أن أفعله
    Bu görev için en doğru adam olduğunu kanıtlaması gerekiyordu. Open Subtitles كان ينبغي عليه أن يثبت جدارته كالرجل المناسب لهذا المنصب
    diye sordu. Jeoloji ekibini kovması gerekiyordu, ama kovmadı. TED كان ينبغي عليه أن يشعل النار في إدارة الجيولوجيا خاصته لكنه لم يفعل.
    Mükemmel Pepsiler'i aramanız gerekiyordu." TED كان ينبغي أن تبحثوا عن أفضل تركيبات للبيبسي
    Naghma'nın babasının, komşunun ve oğlunun kabul etmesi gerekiyordu. TED كان ينبغي أن يوافق والد نغمة، كان ينبغي أن يوافق الجار، و كان ينبغي أن يوافق ابنه.
    Yani bunun bizim birlikte almamız gereken bir karar olduğunu düşünmedin? Open Subtitles ألم تفكّر في أنّ هذا قرار كان ينبغي أنْ نتّخذه معاً؟
    Bu adam beni, çoktan yapmam gereken bir şeyi yapmaya zorluyor. Open Subtitles لقد الهمني ذلك الرجل لأن افعل شيئاً كان ينبغي ان افعله منذ وقت طويل
    Keşke dinden söz etmeseydim, bu konuda hassas herhalde. Open Subtitles لابد أنها حساسة لهذه الأمور ما كان ينبغي أن أحدثها عن الدين
    Diğer tüm bilim adamları başarısız olurken o ne yapılması gerektiğini biliyordu. Open Subtitles عندما كان كلّ العلماء يفشلون، عرفت ما كان ينبغي عليها أن تعمل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus