Ölüm hakkında çok şey okudum ama daha önce hiç ölü görmemiştim | Open Subtitles | .. لقد قرأت كثيراً عن الموت ولكنني لم أرى جُثة من قبل أبداً |
Bak, bunun hakkında çok şey söyleyemem, tüm bu gönüllü işlerden dolayı. | Open Subtitles | لا أستطيع التكلم كثيراً عن هذا بسبب كل ما حصل |
Ama şuna bahse girerim Tanrı seni Rahibe Clarice'den çok daha ayrı bir yere koyacak. | Open Subtitles | ...و لكني أراهن ، هذا الآله سيضعك بمكان متقدماً "كثيراً عن الأخت "كلاريس |
İnsanın okyanus üzerinde balık tutma ve aşırı avlanma konusunda yaptığı etkiyi biliyoruz. Ama gerçekten suyun altında ne olduğu hakkında çok fazla birşey bilmiyoruz. | TED | نحن نعلم عن تأثير الإنسان على المحيطات فيما يتعلق بالصيد و الصيد الجائر، و لكننا في الواقع لا نعلم كثيراً عن ما يحدث تحت المياه. |
Ama benim o katillerden pek bir farkım yok. | Open Subtitles | ولكنني لا أختلف كثيراً عن هؤلاء الذين جاءوا لقتلنا لقد رأيتِ ذلك بنفسكِ |
Vietnam'dan çok farklı değildi sonuçta kısa sürdü... | Open Subtitles | أنها لم تكن مختلفه كثيراً عن "فيتنام فى الحقيقة. |
Bu, alıştığımız ağır kimyasallarla boyanan kıyafetlerden çok daha farklı olurdu. | TED | وستختلف كثيراً عن الملابس المصبوغة بالمواد الكيميائية القاسية التي اعتدناها. |
Hatıra defterleri ve kişisel tazelik hakkında pek bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | اننى لا اعلم كثيراً عن كتاب العائلة او النضارة الشخصية |
Ama beni vurmadıklarını görünce bankalar hakkında fazla bilgileri olmadığını anladım. | Open Subtitles | لكنهم عندما لم يقتلوني أدركت أنني لا أعرف كثيراً عن المصارف |
Onun hakkında bolca konuştu, ona olan inancının yoğunlunluğu anlaşılıyordu. | Open Subtitles | إنها تتكلم كثيراً عن ذلك ، تستطيع أن تخبر عن القوة في معتقداتها |
Bakın bu gece Hint kültürü hakkında çok şey öğrendim, ...ama sevgi adına çok daha fazlasını öğrendim.. | Open Subtitles | حسناً, لقد تعلمت كثيراً عن الثقافة الهندية هذه الليلة لكن تعلمت بدرجة أكبر عن الحب |
Elbise dolabı bir insanın hayatı hakkında çok şey söyler. | Open Subtitles | تعلمين, الملابس تعبر كثيراً عن شخصية الإنسان |
Bir yere nasıl barış getirilebileceği hakkında çok şey duydum. Fakat sizin kehanetinizde çok fazla belirsizlik var. | Open Subtitles | سمعت كثيراً عن جلب السلام لكن نبوءتك غامضه |
İnsan olmak hakkında çok şey öğrendik. | Open Subtitles | يَأنه يخبرنا كثيراً عن إنسانيتنا. |
Ölüm hakkında çok şey bilirim Çavuş. | Open Subtitles | أعرف كثيراً عن الموت أيها الرقيب |
Ölüm hakkında çok şey bilirim Çavuş. | Open Subtitles | أعرف كثيراً عن الموت أيها الرقيب |
Mohenjo Daro Amri'den çok farklıdır. | Open Subtitles | "موهينجو دارو" تختلف كثيراً عن "أمري" |
Mo Ne'den çok farklı olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ( أعتقد بأنك تختلف كثيراً عن ( مو ني |
Sunumda gördünüz, milyonlarca yıllık denizlerdeki kökenimizin vücudumuzdaki hafızası hakkında, çok fazla konuşmamı duydunuz. | TED | رأيتم هذا في العرض، تحدثت كثيراً عن ذاكرة الجسد التي تعود لملايين السنين، من أصولنا المائية. |
Kendisi hakkında çok fazla konuşmadı ama Fransız olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | حسناً ,هي لم تحدثني كثيراً عن نفسها لكنني أعلم بأنها فرنسية |
Vietnam'dan çok farklı değildi sonuçta kısa sürdü... | Open Subtitles | أنها لم تكن مختلفه كثيراً عن "فيتنام فى الحقيقة. |
Ve bu yıldızdan çok daha uzakta bulunan gezegenler ise çok soğuk olacak ve işte yine, bizim yaşam formumuz asla tutunamayacaktır. | TED | وتلك الكواكب التي تبعد كثيراً عن الشمس تكون باردة جداً بنفس القدر الذي لا تتحمله شكل الحياة التي نحياها |
Ölümünden sonra Alex hakkında pek fazla bir şey konuşmadın. | Open Subtitles | أنتَ بالفعل لم تتلكم كثيراً عن أليكس حتى مات |
Melekler hakkında fazla bir şey bilmem. Bence bu bir baş melek. | Open Subtitles | لا أعلم كثيراً عن الملائكة أعتقد بأنّه أحد كبار الملائكة |
Onun hakkında bolca konuştu, ona olan inancının yoğunlunluğu anlaşılıyordu. | Open Subtitles | إنها تتكلم كثيراً عن ذلك ، تستطيع أن تخبر عن القوة في معتقداتها |