"كثيراَ" - Traduction Arabe en Turc

    • pek
        
    • çok fazla
        
    • sık
        
    • bu kadar
        
    • kadar çok
        
    Burada rahatsız ettiğim için üzgünüm, ama pek evde olmuyorsunuz. Open Subtitles بأي حال آسف على مضايقتك فلم تكن في المنزل كثيراَ
    pek de sevmediği kişilere niye böyle kafasını takar insan? Open Subtitles لماذا يستحوذ عليَ شعوري تجاه بعض الأشخاص رغم كوني لا أحبهم كثيراَ
    O ayakkabılar sana lazım. çok fazla koşman gerekecek. Open Subtitles كلا تحتاج هذا الحذاء فسوف تضطر للجري كثيراَ
    Yani, diğer insanlarla olan ilişkilerimizde "Aşk" kelimesini çok fazla kullanmadık değil mi? Open Subtitles في علاقاتنا مع الآخرين لم نستعمل كلمة حب كثيراَ أليس كذلك؟
    Böyle günleri sık yaşamazsın Open Subtitles استهلك الشماتة ليس كثيراَ من الأيام كهذا
    Ayakta durup gülümsemek bu kadar eğlenceliyken neden yürüsün ki? Open Subtitles نعم، لم تمشي عندما تقف هناك تبتسم وتمرح كثيراَ ؟
    Hayatınmda bu kadar çok parayı hiç görmedim. Uh, belki de... belki bir yerlere geziye çıkabilirsin, ha? Open Subtitles لم أرى مالاَ كثيراَ في حياتي ربما نذهب في جولة
    Bu yüzden... sizlerle pek fazla temasta olamadım. Büyük babanızı gerçekten tanımanızı çok isterdim. Open Subtitles لهذا لم أكن على اتصال كثيراَ أتمنى لو كنت عرفت جدك
    Amerika'ya pek uğramazdı. Önemli bir iş olmalı. Open Subtitles لا يأتي جانب البلدة كثيراَ لابد من أمر هام
    Görünüşe bakılırsa şu talihsiz vurulma olayı sana pek fayda sağlamamış. Open Subtitles يبدوا تحاشي الطلق السيء لم ينفعك كثيراَ في النهاية
    Jinekolog'a giden pek kişi tanımıyorum. Open Subtitles لا أعرف كثيراَ من الرجال يزورون أطباء توليد
    Demek ki, pek de değişmemişiz, değil mi? Open Subtitles حسناَ أعتقد الأمور لم تتغير كثيراَ منذها أليس كذلك ؟
    Biraz değişiklik iyi, ama çok fazla değiştirmeyeceksin. Open Subtitles ما يكفي لإعادة الديكور لكنك لن تغيريه كثيراَ
    Kasabadaki Mayalılarda çok fazla hareketlilik var. Open Subtitles كنا نرى كثيراَ من نشاطات المكسيكيين في البلدة
    İnsanlar hiç hata yapmamaları gereken zamanlarda yanlış karar vermemek için çok fazla endişeleniyorlar. Open Subtitles يقلق الناس كثيراَ على اتخاذهم القرار الخطأ مما يجب عليهم أن يقلقوا حقاَ
    Neyi seçeceğinizi merak ediyorum, çünkü arkadaşlarıma son zamanlarda çok sık sorduğum bir soru bu, ve hepsi geriye gitmek istiyorlar. TED وإنني لأتعجب ماذا ستختارون , لأنني سألت أصدقائي هذا السؤال كثيراَ مؤخراَ , وكلهم أرادوا أن يعودوا إلى الماضي .
    Smokinli biri, sık sık gelir miydi Open Subtitles صاحب بديةي أنيقة يأتي كثيراَ ؟
    Uh-huh. O bunları sık takar mıydı? Open Subtitles هل ترتديهم كثيراَ ؟
    Eğer seni en başından beri bu kadar şımartmasaydı Open Subtitles تخلفت كثيراَ في إفسادك وتدليلك حينما أخذتك وأنت صغير
    Beni o kadar çok seviyor ki bugün benimle buluşmak isteyip sonra da ekti Amcasıyla berabermiş Ciddi dalaşmışlar Open Subtitles أجل صحيح تحبني كثيراَ وطلبت معي لقاءاَ لدرجة أنها تركتني أنتظر
    Birisini bu kadar çok sevebildiğim için çok şanslıydım. Open Subtitles أنا محظوظة لقدرتي على حب شخص كثيراَ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus