farkettim ki, resimdeki köprüde birçok insan var ve köprü boyunca insanların yürüdüğünü zorlukla görebiliyorum. | TED | و لاحظت فوق الجسر هناك أشخاص كثيرين بالكاد تستطيع أن تراهم يمشون عبر الجسر |
Esir kampında bulunan birçok kişi, savaşın bitişinden memnundu. | Open Subtitles | كثيرين فى معسكر الحلفاء أعتقدوا أن الحرب قد شارفت على الأنتهاء |
West Side Koleji de pek çok çocuğu Harvard'a sokuyor. | Open Subtitles | ثانيا : المدرسة الاعدادية الغربية ألحقت طلاب كثيرين بجامعة هارفارد |
Hastanedeki diğerleri de. çok fazla şahit var. | Open Subtitles | وكذلك كل رجل فى المستشفي هناك شهود كثيرين |
Yani, kampüsde bir sürü kız var ve sen benimlesin, çiftlik kızıyla. | Open Subtitles | أعني، هنالك بنات كثيرين في الحرم الجامعي، وأنت معي، مع بنت المزرعة. |
Burada olduğumuza göre pek fazla alıcı çıkmamış sanırım. | Open Subtitles | حسناً، بينما نقف هنا لا أعتقد أن لديكِ مشترين كثيرين |
birçok insan hayatını, tatminsizlik içinde sürdürür. | Open Subtitles | وأنا أعتقد أن كثيرين يعيشون حياتهم وينهونها دون أن يعيشوا هذا الأحساس |
birçok asker, masum kadın ve çocukları, savaşmayanları öldürmek zorundaydı. | Open Subtitles | جنود كثيرين أضطروا لقتل نساء وأطفال أبرياء، غير عسكريين |
birçok kişi bombardıman etmekle bir sonuç alınamayacağını söylüyor. | Open Subtitles | كثيرين قالوا أن القصف الجوى لا يمكن أن يُربح حرباُ |
birçok insanın üstü başı tutuşmuş, yanan bir meşale gibi ortalıkta koşturuyordu. | Open Subtitles | كثيرين كانت النيران قد أمسكت بهم بالفعل وكانوا يركضون صارخين وكـأنـهـم شـعـلات حـيـه |
birçok insanla görüşüyor kimseyle ilgili ciddi niyeti yok. | Open Subtitles | تقابل أشخاص كثيرين , وهي ليست جادة بأي واحد منهم |
Bu bir şeref, ama birçok doktor bu şerefe nail oluyor. | Open Subtitles | هذا شرف لي لكنهم أيضاً يتعاملون مع أطباء كثيرين غيري |
Onu ölümden koruyabileceğime inandım ve eğer aynen böyle hissetmiş olan pek çok kişi görmemiş ve böyle pek çok kişiyle konuşmamış olsaydım, bunu söylemekten utanırdım. | TED | اعتقدت انني استطيع ان ابقيه حيا ويحرجني أن أقول، انه لو لم أرى واتحدث مع أشخاص كثيرين شعروا بنفس شعوري |
Ve o zamanlar bu, bir mesajı bir kerede pek çok kişiye ulaştırmak için en iyi yöntemdi | TED | وفي ذلك الوقت، كانت هذه أفضل طريقة لإرسال رسالة لأناس كثيرين جميعهم مرة واحدة. |
pek çok kralın kökü ve babası ben olacağım. | Open Subtitles | لأننى أنا الذى سأكون العرق والأب لملوك كثيرين |
çok fazla kişiyle tanıştığın için, benim nasıl biri olduğumu unutmuşsun. | Open Subtitles | أنت تقابلين إناساً كثيرين لقد نسيت كيف أبدو |
Irene'in isimsiz bir mezar içinde görmek isteyen çok fazla kişi var. Sanırım bizimle takılman senin açından pek güvenli değil. | Open Subtitles | لدى آيرين ناس كثيرين يريدون قتلها ولا أظن أنه من الأمان أن ترافقنا. |
Burada çok fazla insan tanımadığını biliyorum, ama bir çoğu akşam orada olacağı için iyi olur dedim. | Open Subtitles | بحضور حفله الليله, سيكون هناك اناس كثيرين , ستكون جيده |
Tamam... bir sürü ahmak yakıt kepini ne yapacağını bilmiyor. | Open Subtitles | هنا اغبياء كثيرين لا يعرفون ماذا يفعلون بغطاء الوقود هذا |
Sen benim için geldin ve benim için bunu yapacak pek fazla insan yok. | Open Subtitles | أتيتِ من أجلي و لا يمكنني الاعتمادُ على كثيرين لفعل ذلك. |
Peki bak, daha önce senin durumundaki bir çok kişiyle çalıştım. | Open Subtitles | حسناً, انظر, لقد عملت مع ناس كثيرين بوضع قريب من وضعك |
Ebeveynlerinizi ve evinizi yitirmek sizi çok sarstı, anlıyorum, çoğu insanı da sarsardı. | Open Subtitles | أتفهم أن لفقدانكم لوالديكم ومنزلكم أثر عاطفي عليكم، كما أنه سيؤثر على كثيرين. |
İnananlar kurtarılır. Ve kurtarılması gereken o kadar çok şey varki. | Open Subtitles | الذين أمنوا سيتم إنقاذهم, لكن هنالك أشخاص كثيرين يحتاجون إلى إنقاذ |
Bunu büyük ölçüde mümkün kılan şey bunun gerçekleşmesini isteyen bir sürü insan olmasıydı. | TED | أعتقد أن النجاح كان ممكنًا بسبب حقيقة أن كثيرين أرادوا لها ذلك. |