Drama, okuyucu sayısı veya kendi görüşlerini yaymak için gazetecilerin sık sık görüş ayrılıkları olur. | TED | كثيرًا ما تسبب الصحفيون في تفاقم الانقسامات تحت مسمى الدراما أو أراء القراء أو لخدمة آرائنا الخاصة. |
sık sık gerçekle hayaller dünyası arasındaki sınırı zorlar ve olağanlıkta gizlenen bir olağanüstülük ustası olarak kabul edilir. | TED | فهو كثيرًا ما يحني الخط بين الواقع وعالم الأحلام ويعتبر سيد السحر الكامن في الأرض. |
Seni sık sık burada görüyorum ama hiç namaz kılmıyorsun. | Open Subtitles | كثيرًا ما أراكَ بالمسجد لكن لا أراكَ أبدًا في غرفة الصلاة. |
Aaron, kişisel blogunda açık bir şekilde sık sık dile getirirdi. | Open Subtitles | كثيرًا ما كتب هارون بصراحة في مدونته الشخصية: |
Ona sık sık şapelde rastlıyorum sağ sağlim eve dönmen için ağlayarak Tanrı'ya dua ediyor. | Open Subtitles | كثيرًا ما مررت بها بالمصلى. تنتحب وتصلي في الخفاء من أجل سلامتك وعودتك. |
Bana sık sık soruluyor; sinirsel yolla sentetik uzuvlarıma ne zaman iki yönlü bağlanacağım? Ne zaman siborg olacağım? | TED | كثيرًا ما أُسأل عن الوقت الذي سأكون فيه أنا أيضًا مرتبطًا عصبيًا بأطرافٍ صناعية ثنائية الاتجاه، عن الوقت الذي سأصبح فيه رجلًا آليًا. |
Ve iyileşmeye olan isteğimize rağmen, sık sık kendimizi bir resimde çok sıkı bir şekilde savaşırken buluyoruz, aslında bizim olmadığımız yanlış görüntülere sıkıca sarılıyoruz. | TED | ومع ذلك، وعلى الرغم من رغبتنا والاستعداد للشفاء، كثيرًا ما نجد أنفسنا نقاتل بشراسة، متمسكين بالصور الكاذبة عن كل شيء نعتقد أن نحن عليه. |
İnsanlar bana sık sık soruyor: "Seçenek çalışırken ne öğrendiniz?" | TED | كثيرًا ما يسألني الناس "ما الذي تعلمته من خلال دراسة الاختيار؟" |
İnsanlar sık sık soruyor, ''Bu sizin için harika işliyor, peki ya diğer herkes?'' | TED | لكن الناس كثيرًا ما يسألونني: "هذا ينجح كثيرًا معكم جميعًا، لكن ماذا عن البقية؟" |
Böylece Bambu Kesici o günden sonra kimonosunun içinde altınlarla sık sık şehre gider oldu. | Open Subtitles | من اليوم التالي، أصبح قاطع الخيزران... كثيرًا ما يذهب إلى العاصمة... محمّلًا بالذهب في جيوبه |
Konuşmalarında sık sık yoğun bir sis de hissediyorum Corrie. | Open Subtitles | أنا أيضا، كثيرًا ما أشعر بالغشاوة التي تحدثتِ عنها، (كوري). |
Çıkın Çıkmaz'ı sık sık düşünürüm. | Open Subtitles | كثيرًا ما أفكر في منزلي (باج إند |