"كثيرًا من" - Traduction Arabe en Turc

    • çok
        
    • bir sürü
        
    Faşist aynaya baktığınız zaman, kendinizi olduğunuzdan çok daha güzel görüyorsunuz. TED عندما تنظرون في مرآة الفاشي، ترون أنفسكم أجمل كثيرًا من الواقع.
    Hayatımızı kısıtlayan yaraları iyileştirmek için çok fazla çaba gerekir. Open Subtitles إنه يأخذ كثيرًا من الجهد لتضميد الجراح التي تقيد حياتنا
    Buna rağmen, bilgisayar gücündeki hızlı artış bugün sahip olduğumuz bir çok anahtar değişim metodunu tehlikeye atmaktadır. TED على أي حال، النمو السريع للقوة الحاسوبية يضع كثيرًا من الطرق التي نستعملها اليوم لتبادل المفتاح في خطر.
    Bu şekilde ehliyet aldım ve kendimi işe verdim, bir sürü ev sattım. Open Subtitles وهذه هي كيفية حصولي على رخصتي، انغمست في العمل، بعت كثيرًا من المنازل
    Çoktan bir sürü insanı incittim bile. Durmam gerekiyordu. Open Subtitles لقد آذيتُ كثيرًا من الناس بالفعل تحتّم عليّ التوقف فحسب
    Mesajımızın medyada duyurulması konusunda çok şanslıydık. TED وحالفنا الحظ كثيرًا من حيث وصول رسالتنا إلى الإعلام.
    İnsanlar ilaç şirketlerinin çok kâr ettiğini söylüyor. TED يقول الناس أن شركات الأدوية تجني كثيرًا من الأرباح.
    Okulun ikinci senesinde savunma avukatının yanında avukat yardımcısı olarak çalıştım ve bu tecrübe sayesinde cinayet ile suçlanan bir çok genç adamla tanıştım. TED في السنة الثانية عملت كمساعد لمحام الدفاع، و في هذه التجربة قابلت كثيرًا من الشباب المتهمين بجرائم قتل.
    Eşyaların dünyası, teknoloji dünyasından çok daha büyük. TED إن عالم الأشياء أكبر كثيرًا من عالم التقنية.
    Geçmişte başınızı çok ağrıttığını duydum. Open Subtitles سمعتُ أنه سبب كثيرًا من الصداع في الماضي
    Vızıldayıp ışıldamak, hışırdayıp şapırdamadan çok daha iyidir. Open Subtitles فالطنين والتلألأ أفضل كثيرًا من الصرير والضجة..
    Benim gibisini çok görmüşsündür tabii, değil mi? Open Subtitles لكن ، أظن انك رأيت كثيرًا من ذلك ، صحيح ؟
    O da evin tamamını gezmedi, çünkü çok korkmuştu. Open Subtitles ولم تبق حتى لبقية الجولة، لأنها خافت كثيرًا من هذه الجولة.
    - Hayır, normal bir yemekti. Kadın çok fazla buzlu çay içti. Open Subtitles كان غداءً عاديًا.وقد شربت هي كثيرًا من الشاي المثلج
    Sanırım ailem hakkında bu kadar çok şikayet etmeyi bırakacağım Open Subtitles أظنني سأتوقف عن الشكوى كثيرًا من والديْنا
    Açıkçası bunu sadece tahmin edebilirim çünkü o gün aleyhine kabul edilen çok fazla itirazları oldu ve bu nedenle benim taraf tuttuğumu düşündü. Open Subtitles تخميني هو أن كثيرًا من اعتراضاته قد قوبلت بالرفض ذلك اليوم وقد ظن أنني متحيز
    Bir çok insan öyle hissetmişti ama 11 Eylül'den sonra herkes askere yazıldı, sen yazılmadın. Open Subtitles أجل، ولكنّ كثيرًا من النّاس الذين شعروا هكذا استُدعوا مُجدّدًا بعد أحداث سبتمبر، على عكسك.
    Ben de gidip bir dünya sahte mail adresi aldım bir sürü kötü yorum yazdım. Open Subtitles فأنشأت عناوين بريد إلكترونية مزيفة, وكتبت كثيرًا من التعليقات السيئة.
    Anlarsınız, bir sürü otoyol, kırık şişeler kırık insanlar, nazik insanlar fast food paketçileri, ve yolda yatan cesetler gördüm. Open Subtitles انني لم ارى الحقيقة لقد رأيت كثيرًا من الطرق السريعة زجاجات مكسورة
    Evliliğimiz boyunca bir sürü sikko şey yaptığımı anlatmaya çalışıyorum. Open Subtitles قصدي أنّي فعلتُ كثيرًا من الأمور الغبية في زواجنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus