Bu toplantının amacı sizi bilgilendirmek, kardeşim David her zamanki gibi geç kaldı. | Open Subtitles | الهدف من هذا اللقاء هو أخبارك أن ديفيد أخى تأخر كعادته |
Eminim gece yarısında yazmıştır ve her zamanki gibi üç işi bir arada yapmaya çalışıyordur. | Open Subtitles | وانا متأكد أنه قام بكتابتها عند منتصف الليل وكان يحاول فعل ثلاثة أشياء في وقت واحد كعادته |
Maximilian'ı bunu yapmaması için ikna etmeye çalıştım ama her zamanki gibi beni dinlemedi. | Open Subtitles | ولقد حاولت إقناع ماكسيميليان بأن لا يفعل .. لكنه لم يستمع ، كعادته |
Senin babalık her zamanki gibi küfelik oluyordu. | Open Subtitles | بينما والدك كان منهمك .باحتساء الخمر كعادته |
her zamanki gibi acımasız yine Söyleyeceğiz bunu suratına | Open Subtitles | سوف يكون وضيعاً كعادته و أنا هنا لأقول |
O gece, Londra'dan her ay düzenli olarak gelen... kitaplarını açarken her zamanki gibi teselli bulamadı. | Open Subtitles | فى هذه الليلة,لم يسلى نفسه... كعادته بقرائة الكتب... التى كان يجلبها من لندن. |
O da birayı her zamanki gibi kafasına dikti. | Open Subtitles | وشربه بجرعه واحده كعادته دائماً |
Görüş yeteneğim her zamanki gibi, haberiniz olsun. | Open Subtitles | نظري جيداً كعادته, لتعرفوا ذلك |
Arabadandı. Beni bıraktı. her zamanki gibi parka gitti. | Open Subtitles | لقدتركني, لقد ذهب إلى المتنزه كعادته |
Babam her zamanki gibi filme çekiyordu, ben de ona eşlik ediyordum. | Open Subtitles | كان والدي يصوّر كعادته وكنت أنا بصحبته، |
Pek bir şey kaçırmış sayılmazsın. her zamanki gibi aşağılık herifin teki. | Open Subtitles | لم يفوتك الكثير، فما زال أحمقاً كعادته. |
Onlardan uzak durmak gerek. her zamanki gibi yaramazlar. | Open Subtitles | ابتعد عنه بقدر الإمكان حاقد قذر كعادته |
her zamanki gibi yorucu bir gün geçirdi. | Open Subtitles | كان مشغولاً طوال اليوم كعادته |
Zavallı Larry. her zamanki gibi sadık. | Open Subtitles | المسكين لاري مطيع كعادته |
her zamanki gibi dibimde. | Open Subtitles | إنه يرقبني عن كثب كعادته |
her zamanki gibi dibimde. | Open Subtitles | إنه يرقبني عن كثب كعادته |
Matsuda sadece her zamanki gibi aptallık yapıyor. | Open Subtitles | ماتسودا يتصرف بغباء كعادته |
Percy artık Bölüm'de değil ama her zamanki gibi çok güçlü ve bir planı var. | Open Subtitles | "بيرسي)، ليس مع "الشعبة) بعد الآن، لكنّه قوي كعادته |
Abed her zamanki gibi tuhaf bir şey yapmayı seçti ve yardım etmek yerine bir belgesel çekiyor. | Open Subtitles | عابد) و كعادته قرر القيام بشيء غريب) و تصوير فلم وثائقي بدلاً من المساعده |
Yakışıklı, yatıyor, her zamanki gibi. | Open Subtitles | وسيم، ومكتئب، كعادته |