Bu konuda tek bir kelime daha duyarsam yasal işlem başlatırım. | Open Subtitles | وإذا سمعت كلمةً أخرى بهذا سأقوم بتصرف قانوني هل تفهمين ؟ |
Bu yüzden size bir kelime daha veriyoruz, bilgisayarın cevabını bildiği bir kelime. | TED | لذا فما نفعله هو إعطاؤك كلمة أخرى، كلمةً يعرف البرنامج إجابتها. |
Bir kelime daha et, zayıf boynunu, şu anda burada kıracağım. | Open Subtitles | قُل كلمةً أُخرى و سأدقُ عُنقكَ هنا حالاً |
Bu saçmalığın bir kelimesine bile inanmadığını ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعلم أنكِ لا تصدقين كلمةً واحدة من ذلك الهراء |
Randall, kelepçelisin biliyorum hoş bir durum değil, ancak tavuklarla ilgili bir laf daha edersen, seni tekrar vururum. | Open Subtitles | أعلم أنك مقيد وهذا ليس عدلاً لكن قل كلمةً أخرى عن الدجاج وسوف أقتلك ثانيةً |
Bu adama bayılıyorum. Söylediği tek kelimeyi bile anlamıyorum. | Open Subtitles | يعجبني هذا الرجل على أني لا أفهم كلمةً مما يقول |
Uyurken bile o saçma kağıt yanında. Kelimesi kelimesine ezberledi. | Open Subtitles | انه ينام حتى مع هذه الرسالة الغبية انه يحفظها كلمةً بكلمة |
Kendime bir avukat bulup güzel bir anlaşma yapmadan tek bir kelime söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لَن أقولَ كلمةً واحدَة قبلَ أن أحصَل على مُحامي و أحصَل على صفقَة مناسبَة |
Adamları yakalayana kadar sana tek kelime bile etmeyeceğim. | Open Subtitles | لذا حتى نمسك بهؤلاء الرجال لن أقول كلمةً أخرى لك |
Bugüne kadar, masanın diğer tarafından oturan hiç kimseye özel hayatımla ilgili tek kelime etmedim. | Open Subtitles | وحتّى اليوم , لم أقل كلمةً بشأنِ حياتي الشخصية لشخصٍ كان بالجانبِ الآخر من الطاولة. |
Canına değer veriyorsan bir kelime daha etme. | Open Subtitles | إذا كنت تقدر حياتك قيمة حياتك, لن تقول كلمةً أخرى |
Çok sessizsin. Dönüş yolunda da tek kelime etmedin. | Open Subtitles | انتَ هادئ جداً ، لم تقل كلمةً في طريقنا إلى المنزل |
11 yildir tek kelime bile etmemisti, ona hiç dokunamamistim bile ama simdi onu duyabiliyorum. | Open Subtitles | طوالَ 11 سنة لم يقل كلمةً واحدةً من قبل لم اكن قادراً على الإرتباطِ بهِ |
Bana vurdu. Tek kelime daha edecek olursam peşime düşüp kafama bir tane sıkacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد أوسعني ضربًا، وأخبرني أنّي إنْ قلتُ كلمةً أخرى، فسيرجع ويُرديني برصاصةٍ في رأسي. |
Yemin ederim ki burada bulunduğu koca bir hafta boyunca bir kelime ettiğini duymamıştım. | Open Subtitles | وأقسم أنني لم أسمعه يقول كلمةً طوال الأسبوع الأول الذي كان به هنا |
Nereye varmaya çalıştığını bilmiyorum ama avukatım gelemeden tek kelime etmem. | Open Subtitles | لا أعلم إلى أين تصلين بهذا لكنني لن أقول كلمةً دون محاميتي |
Bu etkiye uyan Almanca bir kelime vardı. | Open Subtitles | حتمًا هنالك كلمةً ألمانيّة لهذا التّأثـير تقليص حجمها.. |
İşe yarar bir kelime bile yazamadığımı ima etti. | Open Subtitles | تقصد بأن تقول لي بأنّي لم أكتب ولا كلمةً مفيدة؟ |
Ama ağzından çıkanların hepsi yalan. Tek kelimesine bile inanmıyorum. | Open Subtitles | لكن كلّ ما تتفوّه به كذب محض، ولا أصدّق كلمةً منه |
Daha iki çift laf etmeden... | Open Subtitles | نحن حتّى لم نقل كلمةً بعد. |