Konu seks olunca insanların her türlü karmaşık duyguları var. | TED | يمتلك الناس كل أنواع المشاعر المعقدة عندما يتعلق الأمر بالجنس. |
Sen tutarsan, seni yaşatmak için halk her türlü zahmete katlanır. | Open Subtitles | اذا صمت, سيعاني الناس من كل أنواع المشاكل للحفاظ على حياتك |
her türden fikir aldık. Evet, hayır ya da bilmiyorum. | TED | حصلنا على كل أنواع الآراء. نعم، لا أو لا أعرف. |
Geleceğin nasıl olacağını anlayabilmek için her tür yapı üzerinde çalışma yapmaya çalıştım; ama son zamanlarda doğa üzerine çalışmalar yapıyorum. | TED | حاولت أن أبحث في كل أنواع المنظمات كي أستنتج كيف يمكن أن يكون شكل المستقبل، لكنني مؤخراً أصبحت أدرس الطبيعة. |
Bir aileye bakmak istiyorlarsa her çeşit dahiyane stratejileri kullanmak zorundalar. | Open Subtitles | يجب أن يسخّرو كل أنواع الحيل المبدعة لو أرادو تكوين عائلة، |
Ancak aynı zamanda benim istediği tüm dev füzeleri elde edebilecek tarzda bir kız olduğumu bilmesini salık veririm. | Open Subtitles | لكن عليه أن يعلم أنني ذلك النوع من الفتيات التي بإمكانها أن تأخذ كل أنواع القذائف العملاقة التي تريدها |
Kalkanın içinde bütün elektromanyetik tabanlı teknolojiyi barındırıyor, durağan hâlde. Anlamıyorum. | Open Subtitles | إنه يوقف كل أنواع التكنولوجيات ذات الأساس الكهرومغناطيسى داخل حقل الطاقة |
Hastanede çalışmanın en güzel yanı her türlü tıbbi bakıma ulaşabilmemiz. | Open Subtitles | أروع ما في العمل بمستشفى هو الحصول على كل أنواع الرعاية |
Sonra sizi Müslümanlara her türlü zulmü yapan kafirlerin ve münafıkların topraklarına göndereceğiz. | Open Subtitles | ثمّ، سنرسلكم إلى الأراضي حيثُ المنافقون والكفار أوقعوا كل أنواع الوحشية على المسلمين |
Insanlar ona her türlü varsayımı yaptı, onu para için kullandı. | Open Subtitles | فقد اختلق الناس كل أنواع الافتراضات بشأنها واستغلوها من أجل المال |
Pachinko salonları ve her türden acayip taklit dükkanlar bulunurdu. | Open Subtitles | صالات باتشينكو للإشياء المقلدة و كذلك كل أنواع الدكاكين الغريبة |
Ben de dadılık yaptım ve ebeveynler gittiğinde her türden partiyi verdim. | Open Subtitles | أعتادت أن أجالس الأطفال وكنت أقيم كل أنواع الحفلات عندما يغادر الآباء |
Ortada bir şeyleri içeren ve diğerlerini dışarıda bırakan her türden orta derece gerçekler vardır. | TED | هناك كل أنواع الحقائق الوسيطة التي تتضمن بعض الأشياء ويترك أخرى. |
Orada her tür bilgiyi bulabilirsiniz, erişime açık. | TED | حيث يمكنكم أن تجدوا كل أنواع المعلومات، وهو مجاني بالكامل. |
Bir görseli daha basit bir hâle indirgediğimizde her tür yeni bağlantı mümkün oluyor. | TED | حسنًا، حينما نقلص صورة ما إلى شكل أبسط، فإن كل أنواع الروابط الجديدة تصبح ممكنة. |
her tür beyin taramanın boyutsal çözünürlüğü her sene iki kat artıyor. | TED | دقة كل أنواع فحص الدماغ الدقيق تتضاعف كل سنة. |
O teknede her çeşit kurşunlu boya ve bir sürü kimyasal madde var. | Open Subtitles | أعني، هذا القارب به كل أنواع الطلاء المعالج و كيماويات في كل مكان |
Selenyum bulacaksınız. Sadece bir süpernovada oluşabilecek her çeşit elementi bulacaksınız. | Open Subtitles | ستجد كل أنواع العناصر التي لا تتكون إلا من المستعرات العظمى. |
Tanrı aşkı ve gerçek inançla, tüm mucizelerin mümkün olduğunu göreceksin. | Open Subtitles | ستجدين أن بمحبة الإله و الإيمان الحقيقي كل أنواع المعجزاة ممكنة |
Ama anlattığım tüm sapkın saçmalıkları bu ofiste duymuş olmalısın. | Open Subtitles | ولكنك بالتأكيد تواجه كل أنواع الإنحرافات النفسية في مكتبك هذا. |
Bazı modern dünya düşünürleri kederin öznelliği ile ya da evrenselliği ile ilgilenmediler, bunun yerine acının bütün türlerini ortadan kaldırabilecek bir teknolojiyi kullanmayı tercih ediyorlar. | TED | بعض المفكرين المعاصرين لا يهتمون لكونية الحزن مقابل خصوصيته ويفضّلون استعمال التكنولوجيا للقضاء على كل أنواع الألم. |
Sonra ellerini üzerime koydu ve bir sürü şey yaptı. | Open Subtitles | ثم وضع يديه على جسمي وفعل كل أنواع الأشياء بي |
İnsanların bu yerleri korumakta katılabileceği bir sürü yeni ve ilginç yöntemler var. | TED | هناك كل أنواع الطرق الجديدة المثيرة لاهتمام الناس للمشاركة في حماية هذه الأماكن. |
Psikiyatrların türlü türlü hastaları var. | Open Subtitles | المختصين النفسيين يقابلون كل أنواع المرضى والبعض منهم مراهق |
Özünde, Oakland'da benim yaşadığım yerin yakınında çok çeşitli restoranlar var. | TED | في الأساس هناك كل أنواع المطاعم في أوكلاند، قرب بيتي |