her türlüsünü yapıyor, eğer bakmak istersen. | Open Subtitles | لقد صنعت كل الأنواع إذا أردتى إلقاء نظرة عليها |
Yeterince uzun yaşarsan, her türlüsünü görürsün. | Open Subtitles | حسناً ، إذا كنت تعيش طويلاً . بما فيه الكفاية ، سترى كل الأنواع |
Pop şarkılarını, klasik müzik, ilahiler, her türlüsünü. | Open Subtitles | إأغاني بوب، كلاسيكيات، أناشيد دينية.. كل الأنواع. |
Ama şimdi galaksideki Her tür, oraya ulaşıp alan talep edebilmek için çılgınca bir koşuşturma içinde. | TED | لكن الآن، كل الأنواع في المجرة هي في اندفاعة جنونية للوصول إلى هناك أولاً والمطالبة بها لأنفسهم. |
Her tür müşteriyle karşılaştık, şurdaki adam gibi. | Open Subtitles | قابلنا كل الأنواع من الزبائن مثل هذا الرجل |
Senin için her türlü hayvanı eve soktum. | Open Subtitles | أنا أتحمل كل الأنواع من الحيوانات من أجلك |
10 bin yıl önceden gelen ateş oyuklarına baktığınızda, rakunları göreceksiniz, kurtları göreceksiniz, tüm farklı yaratık türlerini göreceksiniz. | TED | اذا نظرتم الى حفريات النار من 10،000 سنة مضت، سترون الراكون، الذئاب، سوف ترون كل الأنواع المختلفة من المخلوقات. |
Ben her türlüsünü yakaladım. | Open Subtitles | تعاملت مع كل الأنواع |
Ben her türlüsünü yakaladım. | Open Subtitles | تعاملت مع كل الأنواع |
Pekâlâ Lizzie görünüş Doğu yakasında çay içen jüriyi kandırabilir ama ben her türlüsünü gördüm. | Open Subtitles | (حسنٌيا(ليزي.. من الممكن خداع أي من لجنةالتحكيمالتيتشربالشاي.. ولكنني رأيت كل الأنواع ... |
Neler olup bittiğini anlamak için Her tür biyolojik ve kimyasal araç kullanıyoruz. Kabuk yapılarının ve kimyalarının da farklı olduğunu fark ettik, bu oldukça ilginç. | TED | ولذا نستخدم كل الأنواع من الأدوات البيولوجية والكيميائية لنفهم ما يحدث هناك، وما وجدناه هو أن البنيات مختلفة والكيمياء مختلفة في الواقع، وهذا مثير للاهتمام. |
Her tür donatı, Mensucat, Fişekler. | Open Subtitles | أزياء من كل الأنواع جوارب وألعاب نارية |
O zaman Her tür için, ne kadar korkunç olurlarsa olsun, düzelmeleri için şans var. | Open Subtitles | AHHH. ثم في كل الأنواع, بغض النظر عن مدى فظاعة, هناك مجال للتحسين. |
Eskiden insanlar bu armalar her türlü eşyaya oyarlarmış. | Open Subtitles | إعتاد الناس ان يحفروهم في الأشياء من كل الأنواع |
O zamandan beri her türlü şey kıyıya vurmaya başladı. | Open Subtitles | ومنذ ذلك الحين, و البحر يجلب كل الأنواع من الأشياء على الشاطئ |
Onun aklında her türlü çılgın fikir var. | Open Subtitles | هي تحصل على كل الأنواع من الأفكار الجنونية |
Kim olduğumuzu belirleyen tüm genetik alt tiplerden kök hücreleri almamız gerekiyor. | TED | نحتاج أن يكون لدينا خلايا جذعية من كل الأنواع الوراثية الفرعية التي تمثلنا. |
Ama kurallar bir nevi suşiye benzer; tüm türde vardır. | TED | و لكن القوانين بشكل ما يشبهون "السوشي": هناك كل الأنواع. |
Bu sistem yoluyla duyu yetisine sahip tüm varlıklarla bağlantı kurulabilir. Bu deneylerin sonuçlarını sabırsızlıkla bekliyorum. | TED | قد يتم ربط كل الأنواع الممكنة من الكائنات الحية بواسطة هذا النظام. ولا أستطيع الإنتظار حتى أرى نتيجة هذه التجارب. |