Tüm kanıtlar gösterdi ki bu ölümcül kanser bir virüs tarafından yayılmıştı. | TED | كل الدلائل ﺍﻓﺘﺮﺿﺖ ﺍﻧﺘﺸﺎﺭ ﺳﺮﻃﺎﻥ ﺍﻟﻌﻔﺎﺭﻳﺖ ﺑﻔﻌﻞ ﻓﻴﺮﻭﺱ |
Yani Tüm kanıtlar öyle gösteriyor ki kadınlara hizmet etme şansı verildiğinde büyük bir fark yaratıyorlar ve işi bitiriyorlar. | TED | إذاً كل الدلائل تقول أنه عندما يحصلُ النساء في الواقع على فرصة للخدمة، فإنهنّ يُحدِثنّ تغييرًا كبيرًا ويُنجزنّ المهمة. |
Tüm deliller ortada birden çok katil olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | كل الدلائل تشير إلى حقيقة أن هناك العديد من القتلة |
Tüm deliller, seni veya ekibindeki birisini işaret ediyor. | Open Subtitles | كل الدلائل تشير اليك او الى احد اعضاء فريقك |
Tüm belirtiler elle boğulduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | كل الدلائل تشير أنها تمت بواسطة اليدين. |
ama Bütün kanıtlar tersine olmasına rağmen dünyanın size harika bir kariyer vereceğine emin misiniz? | TED | لكن هل أنتم واثقون أن هذا سوف يمنحكم مسيرة عمل رائعة، في حين أن كل الدلائل تشير للعكس |
- Şimdi bütün kanıtları gördüğümüze göre - Bekle! İtiraz ediyorum. | Open Subtitles | الأن و بعد ان رأينا كل الدلائل انتظر,انا اعتراض |
Bütün işaretler şiddetli kalp krizi olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | كل الدلائل تشير إلى أنه كان التاجية واسعة النطاق. |
Son zamanlarda garip davranışlarının sebebi şimdi anlaşılıyor ve kalabalıktayken. | Open Subtitles | كل الدلائل توضح أنه أصبح يتصرف بجنون فى الآونة الأخيرة |
Tüm kanıtlar gösteriyor ki, bu makineler tıbbi olarak bu insanları destekliyor. | Open Subtitles | كل الدلائل تشير الي تزويد هذه الالات لهؤلاء الناس اليا |
İş yeri yokedilmiş ve Tüm kanıtlar evinden alınmış. | Open Subtitles | تم تدمير مكان عمله كل الدلائل تم ازالتها من منزله |
Tüm kanıtlar, bir sürü katilin olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | كل الدلائل تشير إلى حقيقة أن هناك العديد من القتلة |
Tüm kanıtlar, ayıbalığı veya mors balığı gibi deri döken... bir deniz memelisini gösteriyor. | Open Subtitles | كل الدلائل تشير الي حيوان بحري الذي يسلخ جلده .كفقمة او فيل بحري |
Tüm kanıtlar Kuzey destekçilerini işaret etse de Mako bu olayda daha fazlasının olduğundan şüphelenmektedir. | Open Subtitles | و كل الدلائل تشير الى تورط مؤيدين شماليين غير أن ماكو يشك أنه ثمة المزيد في هذه القضية |
Tüm kanıtlar kapının uçağın dışından elle açıldığına işaret ediyor. | Open Subtitles | الآن، كل الدلائل تقترح أن الباب نُزع من خارج الطائرة... بقوة يدوية... |
Tüm deliller bir tecavüz olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | كُلّ كل الدلائل تشير الى إغتصاب. |
Tüm deliller tecavüz olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | كُلّ كل الدلائل تشير الى إغتصاب. |
Tüm deliller tersini söylüyor. | Open Subtitles | كل الدلائل عكس ذلك |
Tüm deliller Michael'ı gösteriyordu. | Open Subtitles | كل الدلائل أشارت لـ(مايكل) |
Tüm belirtiler kusursuz fırtınayı işaret ediyor. | Open Subtitles | كل الدلائل تشير .إلى العاصفة المثالية |
Bütün kanıtlar kesinlikle olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | بالتأكيد ، كل الدلائل تشير إلى أنه لا يوجد شيء |
- Şimdi bütün kanıtları gördüğümüze göre - Bekle! İtiraz ediyorum. | Open Subtitles | الأن و بعد ان رأينا كل الدلائل انتظر,انا اعتراض |
Bütün işaretler gösteriyor ki yüksek gürültü siz de işitme kaybı oluşturmuş. | Open Subtitles | لديكِ كل الدلائل لضجيج ناجم عن فقدان السمع. الرنين في آذانكِ يُسمى طنين. |
Son zamanlarda garip davranışlarının sebebi şimdi anlaşılıyor ve kalabalıktayken. Ona baktım. | Open Subtitles | كل الدلائل توضح أنه أصبح يتصرف بجنون فى الآونة الأخيرة |