tüm bunları bir arada toplayan Gamification Summit'e de başkanlık ediyorum. | TED | كما أرأس قمة التلعيب، وهي حدث يجمع كل تلك الأمور معاً. |
Üzgünüm ama tüm bunları öğrenene kadar onu uzağa göndermeye içim rahat etmeyecek. | Open Subtitles | آسف، لكن حتى تعرف كل تلك الأمور لن أشعر بالإرتياح في إرسالها بعيدا |
Yani bu... Hayatla ilgili onca şey, herkesin birbirini sevmesi gerektiği filan. | Open Subtitles | كل تلك الأمور عن الحياة وكيف أن كل شخص عليه أن يحب الآخر |
O gece sana onca şey söyledikten sonra, bir daha seni göreceğimi sanmıyordum. | Open Subtitles | عندما قلت لك كل تلك الأمور في تلك الليلة لم أعتقد أني سأراك ثانية |
Yetişkin birisi olunca, sanki listemdeki her şeyin üstünü çizmişim gibi. | Open Subtitles | شطبت كل تلك الأمور من قائمتي لأصبح راشداً |
Okuyorum, yürüyorum, insanlarla konuşuyorum, öyle şeyler işte. | Open Subtitles | المعتاد : أقرأ ، أتمشى أتواصل ، كل تلك الأمور |
Muayene olmamız gerekti, termal iç çamaşırı aldık ve kar falan gibi şeyler üzerine çalıştık. | Open Subtitles | و توجب علينا إحضار الملابس الداخلية و التفكير بالثلج و البرد و كل تلك الأمور |
D. Kohler tüm bunları satın almış ve 500 Hinkson Place adresine teslim ettirmiş. | Open Subtitles | و لقد تبين ان شخصا اسمه د,كولر طلب كل تلك الأمور و قد طلب إرسالهم الى العنوان 500 منزل هينكسون |
Pazartesi toplandığımızda tüm bunları masaya yatırabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا عرض كل تلك الأمور في إجتماعنا يوم الإثنين |
Güven bana, tüm bunları kafandan atman gerek. | Open Subtitles | ثق بي ، أنت لا تود التفكير في كل تلك الأمور |
tüm bunları tek başına yapmak ve mahkemede kibirli bir kocayla savaşmak için yardıma ihtiyacın var. | Open Subtitles | لتفعلين كل تلك الأمور بمفردك وتُقاتلين زوجاً حقوداً في المحكمة ، أنتِ بحاجة لمُساعدة |
tüm bunları hatırlıyorum çünkü o gün aşık bir şeylere aşık olmuştum. | Open Subtitles | فأنا فقط... أتذكر كل تلك الأمور و هذا لأننى فى ذلك اليوم قد وقعت فى حب شئ ما |
Chrisjen, DGİ kaçakçıları soruşturman tüm bunları ortaya çıkarmada etkili oldu. | Open Subtitles | " تحقيقك بشأن مُهربين الـ " آوبا " يا " كريسجين كان أداة مُهمة في الكشف عن كل تلك الأمور |
Peki ya okulda olan onca şey? | Open Subtitles | وماذا عن كل تلك الأمور التي حدث في المدرسة ؟ |
O kapıyı olan her şeyin yüzüne kapatmayı başarabilirsen üşüyecek ve yalnız kalacaksın. | Open Subtitles | لكي تحافظ على أي منها لأنك لا تملك أي شيء إذا تمكنت من إجبار نفسك على إغلاق الباب بوجه كل تلك الأمور |
# Şanslıyız ki, bize her şeyin olumlu yönünü göstererek # | Open Subtitles | ♪ لحسن الحظ أن هناك رجل يمكنه بإيجابية فعل ♪ ♪ كل تلك الأمور التي تجعلنا ♪ |
Hep öyle şeyler işte. | Open Subtitles | هل أغير حياتي ؟ كل تلك الأمور .. |
Senin hakkında neden öyle şeyler söyledi? | Open Subtitles | لماذا قال كل تلك الأمور عنكَ ؟ |
Muayene olmamız gerekti, termal iç çamaşırı aldık ve kar falan gibi şeyler üzerine çalıştık. | Open Subtitles | و توجب علينا إحضار الملابس الداخلية و التفكير بالثلج و البرد و كل تلك الأمور |