"كل ما أعرفه أنه" - Traduction Arabe en Turc

• Tek bildiğim
• Tüm bildiğim
• Bütün bildiğim
• Bildiğim kadarıyla

Tek bildiğim doğu yakasında büyük bir Meth laboratuvarı olduğu.
كل ما أعرفه أنه لديه معمل قذر على الجانب الشرقي

Tek bildiğim, bize gidip eğlenmemizi söylediği. Neden sen de öyle yapmıyorsun?
كل ما أعرفه أنه سمح لنا بالخروج و التمتع بالوقت لما لا تفعل ذلك أيضاً؟

"Tek bildiğim hâlâ savaşmalıyız."
كل ما أعرفه أنه مازال علينا مواصلة القتال

Benim Tüm bildiğim, birden bire etrafa para saçmaya başladı.
كل ما أعرفه أنه بدأ يبعثر الكثير من المال فجأة

Bütün bildiğim White'ın üyesi olduğu cemaat te bu sembolü kullanıyor.
كل ما أعرفه أنه نفس شعار الذي يستخدمه معتنقي "طائفة الأبِيض"

Bildiğim kadarıyla bu yangını başlatan da sen olabilirsin.
كل ما أعرفه أنه يمكنك أن تبدأ هذا في المقام الأول

Tek bildiğim karımla kirli ilişkileri olduğu.
كل ما أعرفه , أنه على علاقة نجسة مع زوجتى

Tek bildiğim altından yapıldığı ve bir çeyreklik büyüklüğünde olduğu üzerine güneş resmi ve bazı korkunç şeyler kazılmış.
كل ما أعرفه أنه ذهبية و بحجم قبضة يتوسطها شمس حولها كلمات غريبة

Tek bildiğim eve bir oda daha eklememiz fazladan bir yılımızı aldı.
كل ما أعرفه, أنه انتظرنا سنة كاملة حتى استطعنا إضافة وحدة

Tek bildiğim bir operasyonun gerçekleşeceği ve bir şehit olacağı.
كل ما أعرفه أنه سيكون هناك عملية، و أنه سيكون هناك شهيد.

Tek bildiğim, eğer birisinin sana önem vermesini istiyorsan... onları alıp satmayı kes.
كل ما أعرفه أنه إذا فقدت الاهتمام بنفسك توقف عن لوم نفسك في كل الأوقات

Tek bildiğim, burada sersefil bir hâlde yatmıyor oluşu artık.
كل ما أعرفه, أنه من الممتع أن لا نراه هائماً و راقداً كالبائس

Tek bildiğim eğer nişanlım bunu öğrenirse, beni asla affetmez.
كل ما أعرفه أنه لو علم خطيبي بما جرى فلن يسامحني أبداً

Tek bildiğim bunun büyük bir şey olduğu ve sizin yerinizde olsam ne bana ne de sevdiklerime asla zarar vermezdim.
كل ما أعرفه أنه شيء هائل، لذا لا يجدر بك إصابتي بمكروه، أو أيّ شخص أهتم له

Tek bildiğim.... ... bu gece onunla New York'ta buluşacaktık.
.. كل ما أعرفه أنه من المفترض أن نتقابل الليلة في نيويورك

Tek bildiğim ayakkabının ayağını acıttığı.
كل ما أعرفه أنه يقول أن حذاءه يؤلم قدميه

Hakkında Tek bildiğim Paris'e Prag'dan yeğenimle birlikte geldiği.
كل ما أعرفه أنه أتى إلى باريس من براغ مع ابنة أخي

Tek bildiğim, orada olduğum zamanlarda, bütün bu gürültü ve karmaşadan uzakken, kendimi Tanrı'ya hiç o kadar yakın hissetmemiştim.
كل ما أعرفه أنه حينما كنت هناك بمنأى عن جميع الضجيج والاضطرابات لم أشعر قطّ أنى قريبة من الربّ كما شعرت هناك

- Tek bildiğim onu gerçekten iyi..
كل ما أعرفه أنه سوف يلعب لا ، هذا لن يحدث

Tüm bildiğim, bu insan eliyle yapılan kutsal eseri güvenli yere götürmek.
كل ما أعرفه أنه علينا وضع هذه القطعة الثرية المقدسة في امان

Benim artık bir fikrim yok. Bütün bildiğim hiç kimse kimseden daha iyi değildir, ve herkes her şeyde mükemmeldir.
ما عاد لدي أية آراء ، كل ما أعرفه أنه ليس ثمة أحد أفضل من الآخر

Bildiğim kadarıyla, yeni bir güreş şampiyonu var.
كل ما أعرفه أنه يوجد بطل جديد للمصارعة