Doğum, eğitim, zeka, yetenek, yakışıklılık, zengin aile, tüm bunlar sana battı mı? | Open Subtitles | الفطرة، التعليم، الذكاء، الموهبة، المظهر، عائلة غنية، هل كل هذه الأمور كانت عبء كبير جداً عليك؟ |
Hem tüm bunlar, hem de hiçbiri değil. | Open Subtitles | إنه يمثلُ كل هذه الأمور ، ولا يمثلُ أياً منها |
Tüm bunları aynı cümlede kullandığın için sağ ol, tatlım. | Open Subtitles | شكراً لأنكَ وضعتَ كل هذه الأمور في جملةٍ واحدة عزيزي |
İşine geri dönmek ve Tüm bunları geride bırakmak zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تعود للعمل وتحاول أن تترك كل هذه الأمور خلفك |
bütün bunlar, bu şekilde gerçekleşirse buna uygar toplumlarda "adalet" denir. | Open Subtitles | و إذا حدثت كل هذه الأمور ما يدعوه المجتمع المتحضر بالعدالة |
Bunların hepsini bir araya getiriyorsunuz ve işte, sizi sürekli sürekli o boşluğu doldurmak için geri döndüren hikayeniz hazır. | TED | تضع كل هذه الأمور سوية وبعدها تجد قصتك لملئ الفجوة التي تجبرك للعودة مراراً وتكراراً |
Ve bunların hepsi gün ışığında oluyor, ve hepsi de bir nevi bıkkınlık perdesi altında korunuyor. | TED | كل هذه الأمور تحدث في شكل بدائى، وكلها محكومة ومحمية بقوى مملة ومضجرة من نفس المجال. |
bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda ne yapmalıyız? | TED | ومع أخذ كل هذه الأمور بعين الاعتبار، ما هو القرار الواجب علينا اتخاذه؟ |
Dogum, egitim, zeka, yetenek, yakisiklilik, zengin aile, tüm bunlar sana batti mi? | Open Subtitles | الفطرة، التعليم، الذكاء، الموهبة، المظهر، عائلة غنية، هل كل هذه الأمور كانت عبء كبير جداً عليك؟ |
Doğum, eğitim, zeka, yetenek, yakışıklılık, zengin aile, tüm bunlar sana battı mı? | Open Subtitles | ،الفطرة، التعليم، الذكاء، الموهبة ،المظهر، عائلة غنية هل كل هذه الأمور كانت عبء كبير جداً عليك؟ |
Doğum, eğitim, zeka, yetenek, yakışıklılık, zengin aile, tüm bunlar sana battı mı? | Open Subtitles | الفطرة، التعليم، الذكاء، الموهبة، المظهر، عائلة غنية، هل كل هذه الأمور كانت عبء كبير جداً عليك؟ |
tüm bunlar, ülkenizi 12 yıldır pençesine alan savaş ve şiddetin meyveleri. | Open Subtitles | كل هذه الأمور هي وليدة الحرب والعنف والتي كانت تحكم بلدكم لمدّة 12 عامًا حتّى الآن |
Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda bence bunlar oldukça normal. | Open Subtitles | اعتقد ان مع كل هذه الأمور فإنه يبدوا طبيعياً |
Biz Tüm bunları bertaraf ettik. | TED | تخلّصنا من كل هذه الأمور. |
Tüm bunları nasıl söyleyebiliyorsun? | Open Subtitles | كيف تعرفين كل هذه الأمور ؟ |
bütün bunlar bugün mümkün ama hâlâ birden fazla ilaç alıyoruz. | TED | لذا، كل هذه الأمور ممكنة اليوم، لكننا ما زلنا نأخذ العديد من الأدوية. |
bütün bunlar aslında bir insanın erkek mi, kadın mı olduğunu bilmekten önemli ölçüde çok daha güçlü ve kullanışlıdır. | TED | فعليّاً، كل هذه الأمور أكثر تأثيراً وفائدة بوضوح من معرفة جنس المستهلك. |
para,şöhret,başarı bütün bunlar geçicidir. | Open Subtitles | كل هذه الأمور مؤقتة النقود, الشهرة, النجاح |
Bunların hepsini zaten biliyoruz Nancy. | Open Subtitles | نعلم كل هذه الأمور من قبل نانسي |
Angela, Bunların hepsini sen zaten biliyorsun. | Open Subtitles | انجيلا, أنتي تعلمين حول كل هذه الأمور |
Dışarıda Bunların hepsini mümkün kılmak için savaştığımın farkında değil misin? | Open Subtitles | لو لم يكن لجعل كل هذه الأمور ممكنة؟ |
Bu şeyleri sabit varsayalım - bunların hepsi hakkında bir şeyler yaptık. | TED | فلنفترضْ أنّنا عالجنا كل هذه الأمور .. وقمنا بشيءٍ مّا حيال كل هذه الأمور. |
Ama tüm bunların hepsi onu daha fazla istememe sebep oluyor belki de. | Open Subtitles | لكن كل هذه الأمور تزيد من رغبتي في الحصول عليها ربما |
Bu fikir, bütün bunları tek hamlede kapsamayı hedefliyor. | TED | إنها تسعى لمعالجة كل هذه الأمور بضربة واحدة. |