Temiz su içebilmemiz için her gün 2 saat yürüyor. | Open Subtitles | كانت تمشي كل يومٍ لمدة ساعتين حتى نشرب ماءاً نقيّاً |
En yakın arkadaşının annesi tarafından her gün saldırıya uğramazsın. | Open Subtitles | ليس في كل يومٍ تهاجمين من قبل والدة أفضل أصدقائكِ |
Saçını okul için nasıl örerdim, hatırlıyor musun? - her gün. | Open Subtitles | أتذكرين كيف أعتدت على تجديل شعرك كل يومٍ في المدرسة ؟ |
Ses hayatımın kesinlikle bir parçasını oluşturuyormuş, gerçekten, her gün aklıma takılırdı. | TED | كان الصوت جزءاً كبيراً من حياتي. في الحقيقة، كان يتردد في ذهني كل يومٍ. |
Güneş Her geçen gün daha da yükseliyor ve ısınıyor. | Open Subtitles | تطلع الشمس علواً أكبر ويزداد دفئها مع كل يومٍ يمرّ |
her gün, işe giderken ve eve dönerken yolda ağladım. | TED | كنت أبكي كل يومٍ خلال ذهابي إلى العمل وفي طريق العودة إلى المنزل. |
Bunu hemen hemen her gün kendime söylüyorum. | Open Subtitles | انها اجابة أقولها لنفسي في كل يومٍ تقريباً |
Neredeyse her gün yağmur yağar, ...bu sayede altı yaşındaki bu yavrunun antrenman yapacak çok fırsatı oldu. | Open Subtitles | تُمطر كل يومٍ تقريباً، فهذه البالغة 6 أعوام قد تلقىت سلفاً تمارين كثيرة. |
Geçen her gün, geri dönüp yaptığımı geri alabilmeyi diliyorum ama yapamam. | Open Subtitles | كل يومٍ أتمنى لو كان باستطاعتي العودة و التراجع عمّا فعلته، لكنني لا أستطيع |
Sonra bir ay boyunca her gün evine gidip bekledim. | Open Subtitles | صحيح؟ عدت إلى تلك الشقة كل يومٍ من الشهر. |
her gün nehirde aşağı yukarı yürürken neler olduğunu gözlemliyorum. | Open Subtitles | وأعني بعبارة أنّي أسير بمحاذاته، أنني أمرّ على النهر كل يومٍ ذهاباً وإياباً |
Burnumun dibindeydin, her gün seni görebiliyor, sesini duyabiliyor ve kokunu alabiliyordum. | Open Subtitles | تحت أنفي... حيثُ يُمكن أن أراكِ، وأسمع صوتكِ، وأشمّكِ في كل يومٍ. |
Beni her gün tehdit eden avukatlar sürüsü için tadilat yapıyorum. | Open Subtitles | إنّي أجري عمليات ترميم لثلة من المحامينَ الذي يتوّعدون بأن يقاضونني كل يومٍ |
Sana orada çok iyi bakacak, söz veriyorum ben de her gün gelip seni görebilecegim. | Open Subtitles | ستهتمُ بكَ جيداً ، اعدكَ وساكونُ قادراً على زيارتكَ كل يومٍ |
her gün okuldan sonra gelmesi yetmiyormuş gibi şimdi sabah kalkar kalkmaz buraya koşmasına engel olamıyorum. | Open Subtitles | من السيء كفاية أنهُ هنا كل يومٍ بعدَ المدرسة لكن الآن لا يمكنني إيقافهُ من الجري هنا بعدَ أن ينظف أسنانهُ في الصباح |
Hayır. Porno seviyorum, tamam mı? her gün seyrediyorum. | Open Subtitles | لا أنا أحب أفلامي الإباحية, أشاهدها كل يومٍ إنها لديّ دائماً |
Pekâlâ. her gün seyrettiğin şeyden çok farklı olduğunu tahmin ediyorum. | Open Subtitles | حسناً, إنه تماماً عكس الأشياء التي تتخيل مشاهدتها كل يومٍ |
Ben bunu her gün yaşıyorum. | Open Subtitles | كل يومٍ إضطررتُ إلى الوقوف أمام فوهة البنادق. |
Bu hafta her gün, tam ondan istediğim gibi saat 5'te eve geldi. | Open Subtitles | ،لقد كان يأتي إلى المنزل بالساعة الخامسة كل يومٍ بهذا الإسبوع .مثلُ ماطلبتُ منه |
Şehirde her gün bisikletle dolaşınca böyle oluyor. | Open Subtitles | إن قدت كل يومٍ في المدينة، كل يوم، يمكنك الحصول عليها |
Her geçen gün, bir öncekinden daha kötü. | Open Subtitles | كل يومٍ أسوأ من سابقه |