Tıpkı senin neyin varsa, benim olduğunu bildiğim gibi. | Open Subtitles | كل ما أمكله هو لك كما أعرف تماما بأن كل ما تمكله أنت هو لي |
Tıpkı seninkinin aslında Yavşak olduğunu bildiğim gibi. | Open Subtitles | تقريباً كما أعرف أن أسمكَ في الواقع أحمق |
Ama senden bir şey saklarsam fazlasıyla suçlu hissederim, sen benden bir şey saklarsan hissedeceğini bildiğim gibi. | Open Subtitles | لكنني سأشعر بذنب كبير إذا أخفيت أى شيئ عنك كما أعرف أنك ستفعلين إذا أخفيت شيئا عني |
Kişisel deneyimlerimden Bildiğim kadarıyla çalışmalar çoktan başladı. | Open Subtitles | لقد بدأت العملية بالفعل كما أعرف من خبرتى الشخصية |
Bildiğim kadarıyla, bana o mektubu sen de yazmış olabilirsin. | Open Subtitles | كما أعرف لربما كتبت هذه الرسالة لي |
Tetley, bu olayda yasaların ne dediğini benim kadar iyi biliyorsun. | Open Subtitles | تيتلي أنت تعرف كما أعرف ما هو التصرف القانوني في هذه الحالة |
Seni kendimi tanıdığım kadar iyi tanıyorum. Benimle oyun oynama. | Open Subtitles | أنا أعرفك كما أعرف نفسى لا تلاعبنى |
Bu bataklığı lanet olası avucumun içi gibi bilirim. | Open Subtitles | إنني أعرف هذا المستنقع كما أعرف راحة يدي اللعينة |
Psikiyatrik zırvalarını sayma bana! Bunları adım gibi biliyorum ben! | Open Subtitles | كف عن تحليلاتك النفسية الحمقاء أعرف ذلك كما أعرف يدي |
Owen Barts'ı öldürdüğünüzü biliyorum tıpkı "ahbabınız" Joe Newell ve yolcularını öldürdüğünüzü bildiğim gibi. | Open Subtitles | أنا أعرف بأنك قتلت أوين بارتس كما أعرف أيضاً من أنك قتلت صديقك جو نيول والمسافرين معه |
Yani... yüzüne Hasting ifadeni takın, benim de yapacağını bildiğim gibi, yarın gece onu bir güzel yen. | Open Subtitles | لذلك ضعي وجه الهيستينجز و حطميها غدا كما أعرف أنك تستطيعين |
Vincent'in senin için kötü biri olduğunu bildiğim gibi. | Open Subtitles | تماما كما أعرف أن فنسنت ليس مناسبا لكِ , هو كذلك |
Aynen biliyorum. Tıpkı sen hiçbir adımımı bilmezken ben senin her adımını bildiğim gibi. | Open Subtitles | صدقت، أعرف كما أعرف كل تحركاتك، بينما يبدو أنك تجهل كل تحركاتي. |
Niye o çantayı o kadar istediğini bildiğim gibi. | Open Subtitles | -نعم . كما أعرف لمَ أردتي حقيبة "هاليبرتون" بهذا الشكل. |
Sanırım adımı biliyorsun benim seninkini bildiğim gibi. | Open Subtitles | اعتقد أنك تعرف اسمي، كما أعرف اسمك |
Beyinkurdu ailesine ait bir türdür ve Bildiğim kadarıyla 150 gezegende haşarat sayılırlar. | Open Subtitles | إنها من فصائل " المفصليات " تعامل كالقمل في أكثر 150 كوكب كما أعرف |
Bildiğim kadarıyla canlı çıkabilecek tek yer 17. hücre. | Open Subtitles | كما أعرف... هو الوحيد الّذي خرج حيّ من الزنزانة 17. |
Ölülerin arkasından kötü konuşmak istemem ama Cora Bildiğim kadarıyla, gerçek yerine iyi bir hikâyeyi yeğlerdi. | Open Subtitles | ،لا أحب التحدث بسوء عن الموتى (لكن كما أعرف (كورا لم تكن لتدع الحقيقه تقف فى طريق قصه حقيقيه |
Santim santim, mil mil... gizli güzergâhlarını kolumdaki damarlar kadar iyi biliyorum. | Open Subtitles | من ميل بحري وحتى الآخر، أعرف رحلاتها الخفية كما أعرف العروق في ذراعي |
Siz de benim kadar iyi biliyorsunuz ki, standart bir paraşütün çapı bundan çok daha fazladır. | Open Subtitles | تعرف كما أعرف أن قطر الدائرة للمظلة القياسية جوهرياً أكبر من هذا |
Bunun yanında, sen de benim kadar iyi biliyorsun, bu adamlar asla bu tür operasyonlara karılarını karıştırmazlar. | Open Subtitles | بالإضافة لذلك، تعرف كما أعرف بأنّ هؤلاء لا يشركون نساءهم بعمليّات كهذه |
O zaman onlar seni benim tanıdığım kadar tanımıyorlar. | Open Subtitles | إذن، فهم لا يعرفونكِ كما أعرف |
Onu kendimi tanıdığım kadar iyi tanıyorum. | Open Subtitles | أعرفها... كما أعرف نفسي |
Maden işini avucumun içi gibi bilirim. | Open Subtitles | أنا أعرف المنجم كما أعرف صديقى |
Şehri avucumun içi gibi biliyorum. | Open Subtitles | إننى أعرف تفاصيل المدينة كما أعرف كفى |