Benden istediğin gibi ağrı kesicilerle ilgili onunla konuşmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول التحدث إليه بشأن مسكنات الألم كما طلبتِ أنتِ |
Bugün, tıpkı istediğin gibi gerçek dünyaya karışmayı denedim. | Open Subtitles | حسناً، لقد حاولت الإندماج مع العالم الواقعي اليوم، كما طلبتِ |
İyi. Ayrıldığımda istediğin gibi güvenlik görevlileri kapının önündeydi. | Open Subtitles | على ما يرام، حينما رحلت، تمّ وضع حرّاس الأمن خارج بابه كما طلبتِ |
Başkan Hanım, istediğiniz gibi heyetler lobide toplandılar. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة الوفود جُمِعوا في الصالة كما طلبتِ |
Ama zaten, kıyafetlerinizi ütüledim ve ayakkabılarınızı, istediğiniz gibi tasarımcıların isim sırasına göre dizdim. | Open Subtitles | لكني قمت بكويّ شراشفكِ ورتبت أحذيتكِ بالحروف الأبجدية لمصمميها , كما طلبتِ |
İsteğiniz üzerine, "Gemide Yaşam" programına katılanlarla ilgili planlarımıza hız kazandırdık. | Open Subtitles | قمنا بتسريع خطواتنا لبرنامج "العيش على متن السفينة" كما طلبتِ كم سيستغرقنا لنصل إلى هدفنا؟ |
- Emrettiğiniz gibi, onlara da haber verildi. | Open Subtitles | ) ..إنهم ضرورة - ولقد تم الأمر كما طلبتِ - |
İstediğin gibi kredi kartlarına şöyle bir baktım. | Open Subtitles | وددتُ إخباركِ بأنّي بحثتُ أمر منحكِ بطاقة ائتمانيّة كما طلبتِ |
İyi. Ayrıldığımda istediğin gibi güvenlik görevlileri kapının önündeydi. | Open Subtitles | على ما يرام، حينما رحلت، تمّ وضع حرّاس الأمن خارج بابه كما طلبتِ |
- İstediğin gibi FAA'i aradım. Bil bakalım ne oldu. | Open Subtitles | لقد اتّصلتُ بوكالة الطيران الاتّحاديّة كما طلبتِ منّي، و خمّني ماذا |
İstediğin gibi 5 blok çapındaki tüm görüntüleri aldım. | Open Subtitles | استخرجتُ لقطات من دائرة نصف قطرها خمس جادّاتٍ كما طلبتِ. |
Aynı istediğin gibi, Nostos gölünden su. | Open Subtitles | ''مياهٌ مِن بحيرة ''نوستوس، كما طلبتِ. |
Hiç bakayım dedim istediğin gibi | Open Subtitles | مرحبا يا عزيزي ، كيف حالك - مرحبا ، أتفقد حالك ، كما طلبتِ مني ، هل أنتِ بخير - |
İstediğin gibi sarımsak, cadı fındığı ve bez parçaları kaynadı. | Open Subtitles | "كما طلبتِ ، "الثوم" و نبات "الويتشهازل لتغلي به قطعة القماش |
İstediğin gibi dosyalarım burada. Bunların geldiği yerde daha çok var. | Open Subtitles | "إليكِ ملفاتي كما طلبتِ ومازال هناك المزيد" |
- İstediğin gibi, okuldan direkt geldim. | Open Subtitles | جئت مباشرة من المدرسة، كما طلبتِ |
İstediğiniz gibi, finansal durumunuzla ilgili bir özet çıkardım. | Open Subtitles | لقد عملت على موجز ملفكِ المالي كما طلبتِ |
İstediğiniz gibi buzu az koymalarını söyledim. | Open Subtitles | أخبرته ألّا يضع كثيرا من الجليد، كما طلبتِ |
İstediğiniz gibi buzu az koymalarını söyledim. | Open Subtitles | أخبرته ألّا يضع كثيرا من الجليد، كما طلبتِ |
Hanımefendi, sabah çayınızı hazırlıyordum her zaman istediğiniz gibi. | Open Subtitles | يا سيدتي , كنتُ أحضرً شاهيكِ الصباح كله كما طلبتِ |
İsteğiniz üzerine Cuma olacak. | Open Subtitles | يوم الجمعة، كما طلبتِ. |
- Emrettiğiniz gibi, onlara da haber verildi. | Open Subtitles | ) ..إنهم ضرورة - ولقد تم الأمر كما طلبتِ - |
Cafe deydim ona yaklaştım söylediğiniz gibi ve öğle yemeği yedik. | Open Subtitles | كنتُ بالمقهى و اقتربتُ منه كما طلبتِ مني وذهبنا لتناول الغداء |