Ama artık Gloria yok... Hiçbir şey eskisi gibi değil. | Open Subtitles | الآن بعد ما رحلت جلوريا لم تعد الحانة كما كانت |
Şimdi bu bağlantım olduğu için her şeyin eskisi gibi olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | وقد أصبح لدي هذا الشعور، لا أريد أن تعود الأمور كما كانت. |
Polisler eskisi gibi kanıtları görmezden gelmiyor. Güvenlik kamerası her şeyi yakalamış. | Open Subtitles | الشرطة لم تعد تأتي بالأدلة كما كانت كاميرا آمنية ألتقطت الأمر كله |
Aramızda değişen bir şeyler var. aynı kalmasını nasıl sağlarım bilemiyorum. | Open Subtitles | الأمور تتغير بيننا ، و لا أعرف كيف أبقيها كما كانت |
Sanırım devlet için çalışmak eskisi kadar güvenilir bir iş değil, ha? | Open Subtitles | أعتقد أنّ هذه الوظائف الحكومية لم تعد فعّالة كما كانت من قبل. |
Onları aynı çatıya koyduğumda her şeyin eski haline döneceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت انه عندما سيكونا تحت سقف واحد سترجع الأمور كما كانت |
Asla eskisi gibi olmayacak; ama bu da bir başlangıç. | Open Subtitles | أعني إنه لن تكون أبدا كما كانت الأمور ولكنها بداية |
Sana söylüyorum, Ejder Savaşçısı. Çin artık eskisi gibi değil. | Open Subtitles | الآن أخبرك يامحارب التنين بأن الصين لم تعُد كما كانت |
İnsanlar, köle ticareti yapanlar tarafından kaçırılıyorlar. Artık eskisi gibi değil. | Open Subtitles | يتم خطف الناس بواسطة تُجّار رقيق لم تعد الأشياء كما كانت |
Sen oradan ayrıldıktan sonra adadaki yaşam eskisi gibi devam ediyor gibi görünüyor. | TED | أنت ترحل، والحياة على تلك الجزيرة تستمر كما كانت من قبل |
Ve eğer fark etmediyseniz, 50 yıl eskisi gibi değil artık. | TED | وإذا لم تلاحظوا، لم تعد الخمسون سنة كما كانت عليه. |
Ne kadar istiyorsan harca, burayı eskisi gibi güzel bir çiftlik yap. | Open Subtitles | إذاً نفذي ماتقولين أنقفي ماتريدين ، وأعيديها مزرعة جميلة كما كانت من قبل |
Artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz. | Open Subtitles | الأشياء لن تعود بيننا كما كانت من قبل أبداً ، جو |
Ve eğer Tattaglia kabul ederse, ben her şeyin eskisi gibi olmasına razıyım. | Open Subtitles | فأنا مستعد لترك الامور تعود كما كانت بالسابق |
Ve eğer Tattaglia kabul ederse ben her şeyin eskisi gibi olmasına razıyım. | Open Subtitles | فأنا مستعد لترك الامور تعود كما كانت بالسابق |
Ama 2014'te çalışanlara moral vermek için hastaneden taburcu edildiği o günden sonra hayatı bir daha aynı olmadı. | TED | ولكن من ذلك اليوم في عام 2014 تم خروجها من أجل تشجيع عمال صحيين حياتها لم تكن كما كانت منذئذ. |
eskisi kadar genç olmadığının farkında herhalde. 31 yaşında. | Open Subtitles | يبدو أنها تأكدث أنها لم تعد شابة كما كانت . إنها 31عاما الآن |
Düzenin eski haline dönmesini istemiyorlar. | Open Subtitles | لا يريدوا أن تعود الأشياء كما كانت قديمًا |
Jake hayatımın eski hâline dönmesi için bana yardım edeceksin. | Open Subtitles | جايك,انت ستساعدني على إعادة حياتي كما كانت مرة ً آخؤى |
50 yaşında ve her zamanki gibi genç | TED | تبلغ 50 سنة. وما تزال تبدو يافعة كما كانت. |
Sana ihtiyacım var. Her şey eskiden olduğu gibi olabilir. | Open Subtitles | . أنا بحاجة إليك الأمور يمكن أن تعود كما كانت |
12 ila 24 saat sonra, Tıpkı öncesindeki gibi hepsini eski yerlerine aynen geri koyar. | TED | 12 إلى 24 ساعة لاحقاً، تقوم بوضعه سوياً مجدداً كما كانت من قبل. |
Bir zamanlar bu toprak atalarına yaptığı gibi onları geçindirirdi. | Open Subtitles | ذات مره كانت هذه الارض تطعمهم كما كانت تطعم أبائهم |