Bende oradaydım. Müzik kutusunun tehlikeli olduğunu biliyordum. - Beni komaya sok. | Open Subtitles | كنتُ هناك أيضاً، كنتُ أعرف أنّ الصندوق الموسيقي خطير، أدخلني في غيبوبة. |
Bu sandalyenin, beni çekmesinin bir nedeni olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | أتعلم ، كنتُ أعرف أنّ هذا الموقع مناسب لسبب ما |
Bir şeyler olduğunu biliyordum. Sorun nedir? | Open Subtitles | كنتُ أعرف أنّ شيئاً ما كان يجري معكَ، ما هو؟ |
Modelliğin zor bir iş olduğunu biliyordum ve pek çok şeyi görmezden geldim. | Open Subtitles | كنتُ أعرف أنّ عرض الأزياء عمل صعب، وهناك الكثير من الرفض. |
Evliliğin karşılıklı özveri demek olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنتُ أعرف أنّ الزواج عبارة عن عطاء وأخذ |
Hatırladığım kadarıyla bende bir gariplik olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | بقدر ما تسعفني به ذاكرتي... كنتُ أعرف أنّ هناك خطباً بي. |
Her güzel şeyin bir sonu olduğunu biliyordum. Bob'a gittim ve dedim ki: | Open Subtitles | كنتُ أعرف أنّ عليّ الخروج من ذلك. |
Çocuğun önemli olduğunu biliyordum ama nedenini fark ettiğimde, yapması gerekeni anladığımda cihazım artık bende değildi. | Open Subtitles | لطالما كنتُ أعرف أنّ الفتى مهمّ، لكن حينما أدركتُ السبب... و ما يفترض به أنْ يفعل، كان جهازي قد أزيل. |
Aramızda bir köstebek olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | أتعلم، كنتُ أعرف أنّ بيننا واشٍ. |
Ama bunun yalan olduğunu biliyordum çünkü Drew davetli bile değildi. | Open Subtitles | لكن كنتُ أعرف أنّ تلك كانت كذبة لأنّ (درو) لمْ يكن مدعواً. |
İsimlerden birinin Nancy'nin sahte hesabı olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنتُ أعرف أنّ واحداً من الأسماء كان لابدّ أن يكون الاسم الذي تتنكّر به (نانسي). |
Planları olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنتُ أعرف أنّ لديهما خُطط. |
Charlie'nin casus olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنتُ أعرف أنّ (تشارلي) جاسوس ، |