Kable'ın geçmişinde, bu şeyle ilgili bildikleri var. Senin bile bilmediğin şeyler. | Open Subtitles | لدى (كيبل) ماضٍ وهو على علمٍ بذلك أمورٌ لا تعرف عنها أنت |
Kable hariç hiç kimse, 10 oyun beyni dağılmadan kalamadı. | Open Subtitles | لا تجعلهم يفكرون والجميع في كل مرة مع (كيبل) |
Kable'ın kontrolü için 50 milyon Euro, kabul ettiğin anda hesabında olacak. | Open Subtitles | ها نحن أولاء 50مليون يورو للتحكم بـِ(كيبل) وتحول المبلغ إلى حساب أنت تختاره |
- Yandaki misafir evinde. Orası saray gibi. - Orada kablolu televizyon yok. | Open Subtitles | إنه في غرفة الضيوف فقط عشرة أقدام عنك لايوجد لديه محطات كيبل |
Bay Rohr ve Bay Cable, Bay Grimes'e itirazınız var mı? | Open Subtitles | سيد روهر.. سيد كيبل.. هل هناك اعتراض على السيد غرايمز كمحلف؟ |
Uzay asansörü hiçbir şey fakat 96 000 000 000 km süper güclü kablo dış uzaydan sarkıtıp dünyaya sıkıca tutturulabilir. | Open Subtitles | مصعد الفضاء لا شيء لكن كيبل قوي جداً يصل طوله إلى 60،000 ميل ينحدر من الفضاء الخارجي ويرتكز على كوكب الأرض |
Kable ile konuşmak istiyorsan, nasıl yapacağını gösterebiliriz. Kable ile konuşmak istiyorsan, nasıl yapacağını gösterebiliriz. Kable ile konuşmak istiyorsan, nasıl yapacağını gösterebiliriz. | Open Subtitles | إن أردت التحدث إلى (كيبل) يمكننا أن نبيّن لك الطريقة |
Kable 28.oyunu da kazandı, oyundaki herkes onu öldürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | وصل (كيبل) للمعركة رقم 28. كل لاعب في اللعبة يحاول أن يقضي عليه |
Kable mükemmel bir asker, tam bir ölüm makinesi. | Open Subtitles | أجل. إنّ (كيبل) جنديٌ مثالي, إنّه كمبيوتر تكتيكي قاتل |
Simon'ın komutlarındaki ufak bir gecikmede Kable'ın hareket kabiliyeti yok olacak. | Open Subtitles | بين التواني لقيادة (سيمون) وقدرة (كيبل) في التنفيذ |
Düşünsene, Kable, beraber atlattığımız şeyler ne kadar da destansıydı. | Open Subtitles | فكّر في ذلك يا (كيبل), الصعاب التي واجهناها معاً, يا لها من دورة ملحمية يا رجل |
Kable, onları yenmek için kontrolü almak istiyor. | Open Subtitles | يريد (كيبل) الحرية في قتل الأعداء قم بإنقاذه |
Peki o zaman. Kable, şanslı olduğumuzu, bizi hedef aldıklarını söyledi. | Open Subtitles | حسناً إذاً, قال (كيبل) بأننا كنّا محظوظين وبأنّهم سيسعون خلفنا, عمّاذا كل ذلك؟ |
Ne demek istiyor? Kable'ın geçmişinde, bu şeyle ilgili bildikleri var. Senin bile bilmediğin şeyler. | Open Subtitles | لدى (كيبل) ماضٍ وهو على علمٍ بذلك أمورٌ لا تعرف عنها أنت |
Babam şehrin kablolu yayın vericisine çarptı arabayla. | Open Subtitles | أبي اصطدم بالسيارة في كيبل المدينة للارسال |
Birçok insan ileri gidip zavallı, savunmasız kablolu yayın şirketinden kaçak yayın izlemeyi seçti. | Open Subtitles | الكثير من الناس اختاروا أن يسرقوا كيبل من الفقراء، وشركة الأسلاك المعزولة |
- kablolu TV faturanı ödedin mi? | Open Subtitles | لا أشاهد إلا باقة من الشوشرة هل دفعت فاتورة كيبل القنوات؟ |
Yasaları biz yapmıyoruz. Cable konuşmasını bitiriyor. | Open Subtitles | نحن لسنا هنا لنسن القوانين السيد كيبل يلتف حول السؤال |
Cable panik halinde aradı. | Open Subtitles | السيد كيبل اتصل بي ليلة البارحة وهو خائف قليلاً |
Bu kablo değiştirme olayı önümüzdeki hafta olmayacak mıydı? | Open Subtitles | لم يكن ذلك استبدال كيبل المدرج للأسبوع القادم؟ |
Hatalı kablo... Bakım koridoru. Çatıya çıkıyor! | Open Subtitles | لقد قطع كيبل في الممر انه ذاهب الى السطح |
Bir USB kablosu... çalınan bilgileri, bilgisayara gönderir.. | Open Subtitles | كيبل يو إس بي تنقل المعلومات المسروقه الى كمبيوتر |
Benim adım Herbert Keble. | Open Subtitles | أسمى هربرت كيبل |
Donna Keppel'ı bulup hemen koruma altına alın! Nash, hemen! | Open Subtitles | اعثر على دونا كيبل وضعها تحت حراسة الآن ناش الآن |