| Birçok kişi onun eski uygarlıklar tarafından adlandırılan Kisa olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | لكن العديد يؤمنون أنّها تُسمّى (كيسا) من قِبَل القدماء |
| Kisa bir borç için gelen yedi kişilik bir yılan takımından beni kurtardı. | Open Subtitles | كيسا) أنقذتني من حشد) (مكون من سبعة (كولبيرا الذين جاءوا لتحصيل دين |
| O da bu köyde mi doğdu? Kesa doğumundan beri bizim fakirhanede büyütülmüştür. | Open Subtitles | كيسا) تربت في منزلنا المتواضع منذ أن ولدت) |
| Xisa bunu okuyamadı. Daha önce hiç bunun gibi bir şey görmemişti. | Open Subtitles | عجزت كيسا عن قراءته لم تر شيئاً مشابهاً له في حياتها |
| Ben de aldım. Bir poşet elma aldım, eve götürdüm, içinden bir elma aldım ve onu kestim. | TED | اشتريت كيسا واحدا من التفاح، أخذته إلى المنزل، وأخذت تفاحة من الكيس وقطعتها. |
| - hmmmm bakalım, bir torba un, bir düzine de yumurta. | Open Subtitles | حسنا لنر، أريد كيسا من الزهور ودزينة بيض |
| Bir paket yer fıstık yemiş ve fıstık proteinleri bulaşıcı olabilir. | Open Subtitles | اكل كيسا من الفستق السوداني و البروتينات الموجودة فيه قد تنتقل |
| Ayrıca, eğer ormanlıkta para dolu bir çanta bulursa yarısını bana vereceğine dair söz verdi. | Open Subtitles | بالاضافة الى انه اقسم باصبع الخنصر انه اذا وجد كيسا من النقود في الغابة ، سوف احصل على النصف |
| - Kisa bu odadaki tek kraliçe sürtük. | Open Subtitles | كيسا) انها الملكة الوحيدة) في هذه الغرفة، العاهرة |
| - Bırak kalayım Kisa, yalvarırım. | Open Subtitles | اسمحي لي بالبقاء، (كيسا) من فضلك |
| - Benim adım Kisa. | Open Subtitles | حسنا، (سانتانيكو) نحن (اسمي (كيسا |
| Yani Kesa yeğeniniz? | Open Subtitles | اذن ابنة أختك اسمها (كيسا)؟ عندما دخلت في الخدمة الامبراطورية في القلعة |
| Efendim! Kesa, Wataru Watanab'nin karısı. | Open Subtitles | (كيسا) هي زوجة (واتانابي واتارو) من الحرس الامبراطوري |
| Sadece canım sıkılmıştı. Bırak o şekilde kalsın Kesa. | Open Subtitles | حقا يا (كيسا)، سيدة في البلاط الإمبراطوري لا يجب أن تفعل ذلك! |
| Xixo ve Xabe, Xisa ve Xiri'nin izlerinin birden bittiği yeri buldu. | Open Subtitles | وجد كيكو وكابي المكان حيث توقفت آثار كيسا وكيري فجأة |
| Xisa ve küçük Xiri koşup dediler ki: "Biz de gelebilir miyiz?" | Open Subtitles | ركض كل من كيسا وكيري الصغير "وقالا، "هل يمكننا الذهاب كذلك؟ |
| Xisa dedi ki: "Sanırım bu şey su yapıyor. " | Open Subtitles | قالت كيسا "أعتقد أن هذا الشئ يصنع المياه" |
| Dükkandan çıkmış içi yiyecek dolu plastik bir poşet taşıyordu. | Open Subtitles | بينما هو عائد من المتجر يحمل كيسا مليئا بالطعام |
| Geçen hafta içlerinden biri bana bir poşet dışkı göndermiş. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي أرسل لي أحدهم كيسا مليئا بالبراز |
| Bana 24 torba getirildiğini söyledi. Ben 30 hatırladığımı düşündüm. | Open Subtitles | أخبرني بأنه تم تسليم 24 كيسا أعتقد و أذكر أنهم 30 |
| En güzel tarafı ise bir küçük paket bir banyo yerine beş rand karşılığı geçiyor. | TED | والرائع في الأمر، أن كيسا واحد يمثل بديلا عن استحمام واحد مقابل 5 راند. |
| Gözaltına tutuklanmadan önce, nehre bir çanta attığını söylediler. | Open Subtitles | قيل لي أنك رمت كيسا في النهر قبل إعتقالك |
| Jelibon istiyorum. Ve bir çuval dolusu papates püresi istiyorum. | Open Subtitles | واريد كيسا كبيرا مليئا بالبطاطس المهروسة |
| Öteki yandan, bu adam elinde bir torbayla atlamaya çalışıyor gibi görünüyor, torbayla bu durumda ne yapacak bilmiyoruz ayrıca takım elbise giymiş. | Open Subtitles | يبدو أن هذا الرجل يحاول الإنتحار إنه يحمل بيده كيسا لانعلم ما بداخله , و يرتدي بدلة رسمية |