| Kutusunun yanına gidip bu küçük lastik bantlardan çıkardı bir torba. | TED | يذهب إلى الصندوق و يسحب كيساً من الأربطة المطاطية الصغيرة. |
| Öldürülmekten bahsediyorum ve sen bana bir torba mı veriyorsun? | Open Subtitles | أنا أتحدث أنني في طريقي إلى أن أقُتل .. وأنتِ تعطيني كيساً ورقياً؟ |
| Eğer tekrar yakmamızı isterse diye bir çanta dolusu para getirdim. | Open Subtitles | أحضرتُ كيساً من المال في حال أراد منّا أن نحرقه مجدداً |
| İyi ama bu sefer bana bir çanta dolusu bozukluk verme. | Open Subtitles | حسناً , ولكن لا تحضر لي كيساً من الفكه هذه المرَّه |
| Başına poşet geçirilip bantlanmış. | Open Subtitles | ووضعوا كيساً من البلاستيك على رأسه مثبت بشريط لاصق |
| Buraya sürüklediği ölü kızın bir çuval patates olmadığına bakarsak, evet. | Open Subtitles | ليست في الواقع كيساً من البطاطس كما يقول , فإذاً نعم |
| Niye sadece bir dükkana gidip kendileri için hazır hale getirilmiş bir paket fındık almıyorlar? | TED | لمَ لا يذهبون للمتجر ويشترون كيساً من المكسرات قام شخص آخر بكسرها وتقشيرها لهم؟ |
| O hergelenin kafasını kestiğimde... içine koyacak bir torba hazırlar mısın? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تعد كيساً لي كي أتمكن من سبق ذلك الوغد |
| Kafamın üstüne üzerinde şöyle yazan bir torba geçirmeliyim: | Open Subtitles | كان يجب أن أضع كيساً على :رأسي مكتوباً عليه |
| Herhangi birisinin kusma ihtimaline karşı torba getirdim. | Open Subtitles | أحضرت كيساً في حالة أن أراد أحد أن يتقيأ |
| Tıpkı geçen sevişmemizde yaptığımız gibi, kafama torba geçiririm. | Open Subtitles | سوف أضع كيساً على رأسي كما فعلنا في آخر مرة |
| Bana bir çanta lazım. Adamdan büyük bir çanta isteyebilir misin? | Open Subtitles | أحتاج كيساً ,هل يمكنكما أن تطلبا كيساً من الرجل؟ |
| ..oldukça iyi. Kapalı versiyonunda ki kafanda çanta olması.. ..yada kör olma durumu ile kıyaslanınca. | Open Subtitles | إنه كما تقول, كأنك تضع كيساً على رأسك أو أنك أعمى |
| Bunlardan bir tanesi bir çanta elmas eder. | Open Subtitles | و الآن .. واحدةٌ من هذه تساوي كيساً من الماس |
| Bir keresinde koca bir poşet kokaini içine çekerken gördüm. | Open Subtitles | رأيته يوماً يستنشق كيساً بأسره من الكوكايين |
| McTierney'in aracında ev yapımı hapların olduğu bir poşet bulduk. | Open Subtitles | لا شيء من مضارب المدرسة تُظهر آثاراً للدماء. ووجدنا كيساً من الحبوب محليّة الصنع في سيارته. |
| İnsanları bağlamak için prim teklif ediyor ama o sırada... kafasına bir çuval geçirmiş vaziyette. | Open Subtitles | يعرض مكافأة من أجل ولاء الآخرين له بينما يضع كيساً على رأسه؟ |
| Başıma bir çuval geçirip beni bir hücreye attılar. | Open Subtitles | وضعوا كيساً على رأسي و قذفوا بي إلى زنزانة |
| Ben de Adli Tıp'a gidip, bir paket güherçile alıp geleceğim. Burada buluşuruz. | Open Subtitles | أحضر كيساً من نترات البوتاسيوم اجتمعوا لهنا |
| Bir paket fıstık varmış. Nerede? | Open Subtitles | لقد قيل بأنهُ هُناكَ كيساً مليئاً بالفول السوداني ، أينَ هو ؟ |
| Bize birer pamuk çuvalı verdi adam, 3 metre uzunluğunda, şu kadar geniş, ve başladık toplamaya. | TED | وقد أعطت كل منا كيساً للقطن وهو عبارة عن كيس طوله 10 أقدام ..إنه بهذا الكبر .. وقد بدأنا بالقطف |
| Ve sonra kafasına şu plastik torbayı geçirdi ve yorulana kadar koşuşturmaya başladı ve bir yerlere uzandı. | Open Subtitles | ثم وضع كيساً بلاستيكياً على رأسه وأخذ يركض إلى أن تعب واستلقى بمكان ما. |
| Ya da makale mi, plastik ya da ceset torbasına koymak istediğine. | Open Subtitles | أو إن كنت تريدين كيساً ورقياً أو بلاستيكياً خيشياً |
| Onu torbaya koydum, böylece birisinin mikrop kapmasından endişe duymazsın. | Open Subtitles | وضعت كيساً عليها لذا عليك ألا تقلق بشأن احتمالية أن يتعرض أي أحد للعدوى |
| Eğer koyu isterseniz bir çay torbası daha koyabilirim. | Open Subtitles | إن لم يكن ثقيلاً يُمكنني أن أضع كيساً آخراً فيه |