"كي لا" - Traduction Arabe en Turc

• etmemek için
• olmaması için
• olmasın diye
• böylece
• yüzden
• Bu sayede
• fazla
• kalmamak için
• engellemek için

Bu özel hafta sonunuzda sizi rahatsız etmemek için elimden geleni yapacağım.
سأفعل ما بوسعي كي لا اتدخل في عطلتكم المميزه

Dergileri çocuklarımı ihmal etmemek için ortadan kaldırıyorum.
المجلات يجب ان تختفي كي لا اتجاهل اطفالي

Bir adam bir kadına aşık olursa ve ona abayı yakarsa, bir daha olmaması için ne yapar?
إن أغرم رجل بامرأة واحترقت أصابعه فماذا يفعل كي لا تتكرر هذه التجربة؟

Ben de parçası olduğum soruşturmada etkisi olmasın diye borcumu ödedim.
وأنا دفعت له ذلك المال كي لا يكون له أي سلطة

Doktorlar ve hemşireler de olacak, sizi y.raklar böylece hemen ölmeyeceksiniz.
مع الأطباء و الممرضات كي لا تموتوا علي مبكرا أيها الملاعين

Cadılar onu aramaya çalışın olmaz bu yüzden öldü korku yapmak için.
أن نجعل الساحرات تخاف أن يموت كي لا يحاولوا أن يبحثوا عنه

Bay Kaplumbağa için kavanoza ihtiyacım var, Bu sayede otobüste onun için bir koltuk ayırtmama gerek kalmaz.
أحتاج الى المرطبان للسيد سلحفاة كي لا أبتاع له مقعداً على متن الحافلة

Kovulmamak adına daha fazla satış yapmak için bu son şansım.
أعمل نوبة مضاعفة إنها فرصتي الأخيرة للقيام بمبيعات كي لا أُطرد

Neden? Kısaca karımla işbirliği yapmak zorunda kalmamak için.
لماذا؟ كي لا أضطر إلى التعاون مع زوجتي تحديداً.

...ve bunun olmasını engellemek için elinden geleni yapman gerektiğini anlıyorsun.
تدرك بأنك ستفعل المستحيل كي لا ترى هذا المكان يحترق مرة أخرى

Dolly Parton'un açıkça Tansy'ye... dönmek istediğini... kabul etmemek için kör ve sağır olmamız gerekli.
انا وانت يجب ان نكن صم وعمي كي لا نوافق انه من الواضح ان دوللي بارتون تريد العودة لتانسي

Hükümet altına etmemek için çabalıyor.
الحكومة تعمل بجد كي لا يتغوطوا في سراويلهم

Komşulardan onları ve eşyalarını dikkatlice gören olmaması için 1017 Troost Caddesine geceleyin taşındılar.
إنتقلت العائلة إلي شارع 1017 في ظلام الليل كي لا يُلقي أهالي الحيّ نظرة فاحصة عليهم أو على حاجياتهم

Tekrar pıhtılaşma olmaması için nasıl kan alacağını gösterir.
سيخبرك كيف تسحب كمية من الدم كي لا يتجلط ثانيةً

Bana inanmayacaksın biliyorum ama bunun olmaması için her şeyimi verirdim.
أعرفأنكلا تصدقني, لكنني أود فعل أيّ شئ كي لا أضطر لفعل هذا

Bir daha olmasın diye, neler olduğunu öğrenmek istedim.
كلا لقد أردت معرفة ما حدث فقط كي لا يحدث ثانيةً

Yalan söylediğin belli olmasın diye bir gelinlik bulmalıyız.
الآن يجب أن نجد فستان زفاق حقيقي . كي لا يظهر الأمر كأنك تكذبين

Bebek mendillerini ılık tutuyor, böylece nazik popoları üşümüyor ve zedelenmiyor.
إنه يبقيّ مسحات الطفل دافئة كي لا تبرد مؤخرة الطفل وتتجعد

O yüzden senin gibi kahpelerin bizi işimizden alıkoymasına müsaade edemeyiz.
نعم و لهذا لا نحضر العاهرات مثلك كي لا يضيعوا وقتنا

Çekmecede saklı tuttuğunu söyledi, Bu sayede bulamayacaktım.
أخبرتني بأنها احتفظت به مخبئاً بداخل الدرج كي لا أجده

Başı daha fazla derde girmesin diye suçlama yapmak istemedi.
لم ترد توجيه اليه الإتهام كي لا تدخله في مشاكل

Randevumuza geç kalmamak için bitiremediğim bir cümle.
مع جملة غير منتهية كي لا اتأخر عن موعدنا الغرامي

Bunu değiştirmek için yapabileceğin bir şey yok ama daha kötü olmasını engellemek için yapabileceğin bir şey var.
ليس بإمكانك تغيير ذلك لكنّ بإمكانك القيامَ بشيءٍ واحدٍ كي لا يزيد سوءاً