büyük jüriyi toplantıya çağırdıktan sonra tabii ki bir soruşturma olacak. | Open Subtitles | سيكون هُناك تحقيق بالطبع بعد أن يتم عقد هيئة مُحلفين كُبرى |
Bu dünyada çok fazla kötülük var ve insanlar üzerine büyük felaketler yağacak. | Open Subtitles | هناك الكثير من الشّر في هذا العالم ومصائب كُبرى سوف تنزل على البشر |
Efendim, büyük jüri önünde tanıklık yapmak için mahkemeye çağırıldım. | Open Subtitles | سيدي ، لقد تم إستدعائي لأشهد أمام لجنة مُحلفين كُبرى |
Beş yıl önce, ilk büyük gangster davan sırasında hesabında 50.000 dolar ortaya çıkmış. | Open Subtitles | قبل 5سنوات في اول قضيه كُبرى لكِ ظهر في رصيدك 50الف دولار |
Size parçası olduğunuz büyük ve erdemli savaşınız kadar büyük bir mücadele sunuyor. | Open Subtitles | لقد أبرزت صراعك كجزء من معركة كُبرى فاضلة. |
Eğer daha büyük bir terörist şebekenin üyesiyse bulurum ben. | Open Subtitles | إن كان جزءًا من شبكة إرهابية كُبرى سأكتشف الأمر |
Henüz bir cinayeti önleyemedik ama başarılarımız arasına büyük çaplı hırsızlığı ekleyebiliriz. | Open Subtitles | حسنًا، لقد منعنا وقوع جريمة قتل مُجددًا، لكن يُمكننا إضافة سرقة كُبرى أخرى لقائمة إنجازاتنا. |
büyük miktarda alınan bir şey ya da beklenmedik para yatırılması yok. | Open Subtitles | ليس هُناك مُشترياتٍ كُبرى أو ودائع مثيرة للقلق |
"Yemeğe gelemeyeceğim. büyük bir nakil ameliyatına çağırdılar." | Open Subtitles | مضطرة للإلغاء , تم الإتصال بي بشأن عملية زراعة كُبرى |
Yok etme ve kaosu besliyor ve bunu yapmasının büyük bir amacı yok. Senin için özel bir durum yok. | Open Subtitles | يزرع الدمار والفوضى وما من غاية كُبرى ولا دور خاصّاً لكِ. |
Çalışıyoruz diye bizi suçlamak için büyük bir jüri toplayamaz. | Open Subtitles | لا يُمكنه أن يطلب إنعقاد جلسة إستماع أمام هيئة مُحلفين كُبرى لإتهامنا بتلك الإتهامات |
Daniel Purcell'in karısının büyük enerji şirketlerinin sırlarını korumak için öldürülmüş olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّ زوجة (دانيال بورسيل)، لربّما تمّ قتلها لحماية أسرار شركة طاقة كُبرى! |
Daniel Purcell'in karısının büyük enerji şirketlerinin sırlarını korumak için öldürülmüş olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّ زوجة (دانيال بورسيل)، لربّما تمّ قتلها، لحماية أسرار شركة طاقة كُبرى! |
büyük bir hırsızlığın suç ortağı olmayacağım. | Open Subtitles | لا أُريد أن أكون شريك في سرقة كُبرى |
Yine de şu an başımız büyük belada. | Open Subtitles | ولكن إن جئنا للحق إننا بورطة كُبرى. |
büyük jüriden bahseden kim? | Open Subtitles | من قال أى شيء عن مُحاكمة كُبرى ؟ |
Scopes Yargılaması büyük bir Amerikan dramasıydı, yayıncılık sayesinde neredeyse herkes onu görebildi, duyabildi ve hakkında herkes konuştu. | Open Subtitles | كانت مُحاكمة (سكوبس) مسرحيّة أمريكيّة كُبرى, والفضل لوسائل الإعلام الذي مكّن الجميع من سماعها ورؤيتها, وكانت موضوع سمر الجميع. |
Biri büyük, biri küçük. | Open Subtitles | لدى كُبرى وصُغرى |
büyük bir komplo yok. | Open Subtitles | لا تُوجد مُؤامرة كُبرى هُنا. |
Evet, Sandstorm'un büyük bir katliamı önlememize yardım ettiği doğru. | Open Subtitles | انظري ، هذا صحيح لقد ساعدتنا مُنظمة (عاصفة التُراب) في منع كارثة كُبرى اليوم |