Söylediğim gibi, her şeyi gördüm. Scott Ross'u senin vurduğunu gördüm. | Open Subtitles | كما قُلت، رأيتُ كُلَ شيء رأيتُكِ تُطلقينَ النار على سكوت روس |
Coyle her şeyi inkâr eder. Ona karşılık senin sözün. | Open Subtitles | سيُنكرُ كويل كُلَ شيء إنها كَلمتُك مقابلَ كلمتِه |
her şeyi ufak birimlerle ölçüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تَقيسينَ كُلَ شيء بكُل تِلكَ الخَطوات الصَغيرَة |
Onu korumak için her şeyi bir kenara attın kamuflajlı hayatını bile bir kenara attın. | Open Subtitles | لقد تركتَ كُلَ شيء من أجل حمايته حتى أنك تخليتَ عن حياتكَ السرية وكشفتَ هويتك |
Peki, bana her şeyi anlatmanı istiyorum, bütün detayları. | Open Subtitles | حسناً أُريدكَ أن تُخبرني كُلَ شيء كُل التفاصيل - لماذا؟ |
Silahlı saldırı her şeyi durma noktasına getirdi. | Open Subtitles | حادِثَة إطلاق النار أوقفَت كُلَ شيء |
her şeyi aldılar. | Open Subtitles | لقد أخذوا كُلَ شيء |
her şeyi söküp atıp yeni baştan yapmamızın şerefine. | Open Subtitles | نخبُ التخلصٌ من كُلَ شيء |
Bu da Kızıl Ekibin bildiği her şeyi Clarke'ın da bildiğini gösteriyor. | Open Subtitles | و هذا يعني بأن (كلارك) عَرفَ كُلَ شيء فعله الفريق الاحمر |