İyi, Biliyormusun, Hayır, benim kararlarımı vermiyorsun Çünkü kovuldun. | Open Subtitles | حسنآ، لا يمكنك أتخاذ القرارات بالنيابة عنى لآنك مطرودة |
Tabii, Çünkü büyük sahte göğüslerin var ve onlar gibi delisin. | Open Subtitles | أكيد، هذا لآنك تملكين صدراً كبيراً زائفاً و مجنونة |
Çünkü yılların ya da paranın bir anlam ifade etmediği bir şirketle savaşıyorsun. | Open Subtitles | أنت لم تعد شاب لماذا؟ لآنك تحارب شركة التي لا |
Kölen bana saldırdığı için, bunun senin işin olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت أعتقد أنك من فعل ذلك. لآنك حارسك قد هاجمنى. |
'İlk önce Peter geldi, İsa'nın doğumunu hazırlamak için' duymadın mı? | Open Subtitles | لآنك أتيت بعدي هذا يعني انك أتيت من اجلي |
Çünkü polislerin uyuşturucuları bulmasını istemiyorsun. | Open Subtitles | لآنك لا تريد أن تعثر الشرطة على المخدرات |
Eğer gelişmiş göğüs kasları isteyeceksen geç kaldın Çünkü sende zaten var. | Open Subtitles | حسناً, إذا كنت ستتمنى عضلات صدر مفتوله فأنت متأخر جداً لآنك تملكهم بالفعل |
Çünkü şu anda, bu savaşta mücadele edebilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | لآنك أنت الوحيد القادر على أن ينهى تلك المعركة |
Beni bırakmalıydın, Çünkü şimdi başın büyük belada. | Open Subtitles | عليك أن تدعى أذهب. لآنك فى مشكلة كبيرة الأن. |
Çünkü yaparsan, öyle ya da böyle, kaybedebilirsin. | Open Subtitles | ... لآنك إذا فعلت بطريقة ما ستكون خاسراً |
Arkadaşlarının kim olduklarını unutma, Çünkü eğer arkadaşım değilsen, düşmanımsındır, anladın mı? | Open Subtitles | لا تنسى من هم أصدقائك كيني لآنك إن لم تكن صديقي فإنك عدوي -هل فهمت هذا؟ |
Çünkü onu sevmiştin. Çünkü her kabahatini bağışlamıştın. | Open Subtitles | لآنك أحببتها, غفرت لها عن كل شيء |
Aklıma sen geldin Çünkü bu tür kadınlarla içli dışlı olmuşsundur. | Open Subtitles | .... فكرت بك ِ لآنك ِ مختلطة مع هذا النوع من المرأة التي |
Çünkü sıçtığını biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لآنك تعلم بأنني أفسدت الآمر. أليس كذلك؟ |
Çünkü bana ihtiyacın var. | Open Subtitles | . لآنك بحاجة لى |
- Çünkü duygusal bir neden sunuyorsun. | Open Subtitles | ـ لآنك تستخدم حجة عاطفية |
Çünkü çok tatlısın. | Open Subtitles | هذا لآنك جميلة جداً |
'İlk önce Peter geldi, İsa'nın doğumunu hazırlamak için' duymadın mı? | Open Subtitles | لآنك أتيت بعدي هذا يعني انك أتيت من اجلي |
Ben sadece, sen onun tarafını tuttuğunun için böyle davrandığını söylüyorum. | Open Subtitles | أنا أقول أنها تتصرف هكذا لآنك دائما تنحاز إلى جانبها |
Geldiğim durumdan nefret ettiğin için beni aramadığını sanıyordum. | Open Subtitles | انت توقفت عن الاتصال بي لآنك تكره ما اصبحت عليه |
Durumumdan nefret ettiğin için aramayı bıraktığını sanıyordum. | Open Subtitles | انت توقفت عن الاتصال بي لآنك تكره ما اصبحت عليه |