Büyüyü hayatımdan uzak tutmak için mücadele etmemi söyleyen sen değil miydin? | Open Subtitles | ألست أنت التي قلت لي أنه يجب أن أحارب لأبقي حياتي منفصلة عن السحر ؟ |
Buraya ailemi güvende tutmak için geldim ama artık bunu yapabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | قدمت هنا لأبقي عائلتي بأمان ولا أظن أنه يمكنني فعل هذا بعد الآن |
Annelerimizi ayrı tutmak için gitmeliyim. | Open Subtitles | علي أن أذهب .. لو فقط لأبقي أمهاتنا منفصلات |
Ayakta kalmak için barın homo bar olması gerekiyor. | Open Subtitles | لأبقي هذا المكان مفتوحاً، فعلي تحويله إلى حانة شاذين |
Çünkü salonu açık tutmanın bir yolunu buldum. | Open Subtitles | لأنني حصلت على طريقة لأبقي على صالون تجميلي مفتوحا |
Ve bunu senden uzak tutabilmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | لذا بصراحة سأبذل جهدي لأبقي هذا التحقيق بعيداً عنك |
Pozisyonumu korumak için çabalıyordum; fakat kar altımdan kaymaya başlamıştı. | Open Subtitles | كنت أكافح لأبقي على هذا المقعد الهش الذي أجلس عليه و الثلج كان يتدحرج تدريجبا بعيدا عني |
Ben de bir sonraki önemli vaka gelene kadar kendimi zinde tutmak için yemek yapmaya sardım. | Open Subtitles | وأنا أقوم بالطبخ لأبقي عقلي جاهزا عندما تصل الحالات المهمة. |
Her gün bir şey yapmayı severim, makineyi formda tutmak için. | Open Subtitles | أحب أن أقوم بشيء ما كل يوم، فقط لأبقي جهازي رطباً بشكل جيد. |
Bebeğimi hayatta tutmak için elimden geleni yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أفعل أي شيء لأبقي صغيرتي على قيد الحياة |
Rakunları buzdolabından uzak tutmak için kullanıyorum. | Open Subtitles | أعتدت أن أقوم بذلك لأبقي حيوانات الراكون بعيدة عن ثلاجتي |
Onu hayatta tutmak için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | سأفعل أي شيء يقتضيه الأمر لأبقي على حياته |
Kendimi dünyanın geri kalanından ayrı tutmak için ne olursa. | Open Subtitles | كل ما بوسعي لأبقي نفسي منعزلًا عن باقي العالم |
Sen, onu bizi ayırmak için yaptın ben de bunu bizi bir arada tutmak için yapıyorum. | Open Subtitles | انت فعلت هذا لتمزقنا و انا أفعل هذا لأبقي شملنا |
RAM yongalarını hayatta tutmak için alternatif bir güç kaynağı bulmam gerekecek. | Open Subtitles | عليّ أن أبتكِر مصدر طاقة بديل لأبقي الرقائق نشطة. |
Artık uyanık kalmak için daha fazla nedenim var. | Open Subtitles | عندي أسباب أكثر لأبقي مستيقظة الآن |
Hepinizi öldüreceğim, canlı kalmak için. | Open Subtitles | سأقتلكم كلكم لأبقي حيا. |
Yüzünü aklımda tutmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | إنّها الطريقة الوحيدة لأبقي على وجهه في ذاكرتي |
Herkesi hayatta tutabilmek için bunu da kabullenmek zorundaydım. | Open Subtitles | وتحتَّم قبولي لهذا أيضًا لأبقي الآخرين أحياء. |
Ah, elini çabuk tutsan iyi edersin, ...çünkü bu ilişkiyi korumak için kendimi diğer alanlarda uzatmak istemiyorum. | Open Subtitles | أوه ، لكن يجب أن تفعلها بسرعة لأنني لا أريد أن أوسع نفسي بمناطق أخرى . لأبقي هذه العلاقة ناجحة ، إذا كنت تعلم ما أقصد |
ve de parmak izlerimi de uzak tutmam. | Open Subtitles | بضع مناطق فقط لأبقي نفسي بعيد عن الشبهات |