Hiç kimseye söylemeye hazır değilim. Bir süre kendime saklamak istiyorum. | Open Subtitles | لست مستعدة لأخبار أي أحد أريد إخفاء ذلك لفترة |
Hiç kimseye söylemeye hazır değilim. Bir süre kendime saklamak istiyorum. | Open Subtitles | لست مستعدة لأخبار أي أحد أريد إخفاء ذلك لفترة |
Orduya katılacağımı, Macmaster'a söylemeye geldim. | Open Subtitles | حسنا , جئت لأخبار ماكماستر بأنني سألتحق بالجيش |
Diger bir habere geçersek, dünyanin dört bir kösesinde insanlar bedava sim kartlarini almak için gece gündüz sirada bekliyorlar. | Open Subtitles | وبالانتقال لأخبار أخرى، فالناس بكل أرجاء العالم، يصطفون ليلًا نهارًا ليحصلوا على الشرائح المجانية |
Diğer bir habere geçersek, dünyanın dört bir köşesinde insanlar bedava sim kartlarını almak için gece gündüz sırada bekliyorlar. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}وبالانتقال لأخبار أخرى، فالناس بكل أرجاء العالم، يصطفون ليلًا نهارًا ليحصلوا على الشرائح المجانية |
Haber lazımsa bunu bassın. | Open Subtitles | دعه يضع ذلك فى صحيفته إذا كان بحاجة لأخبار |
Hey, DeMille, akşam spor haberleri için röportaj vereceğine söz vermiştin! Jimmy, sadece bu kadınla konuş. | Open Subtitles | يا ديـميـل ، لقد وعدت ســاوند بيـت لأخبار الرياضة لهذه الليلة |
Bu hafta güzel olan çöreklerden istedim. | Open Subtitles | وأتطلع لأخبار حسنة هذا الأسبوع. |
Herkese gerçekleri söylemeye hazır olduğu için biz de buna ayak uyduracağız şimdi. | Open Subtitles | والأن أنها مستعدة لأخبار العالم كله بالحقيقة يجب أن نواسيها |
söylemeye mi hazırlanıyorsun? | Open Subtitles | هل أنت في طريقك لأخبار الأب |
- Hiç kimse öğretmenlere söylemeye gitmedi mi? | Open Subtitles | إذهبو لأخبار المدير بذلك أنْظرُ هناك! |
Wally'ye söylemeye gitti. | Open Subtitles | ذهب لأخبار والي |
Jude'un Connor'lardan dönmesini bekleyecektim büyük duyurumu yapmak için ama, sanki güzel bir habere ihtiyacımız var gibi. | Open Subtitles | حسناً, كنت سأنتظر عودة (جود) من منزل (كونر) لطرح إعلاني الضخم ولكن يبدو وكأننا نحتاج لأخبار جيدة |
Ayrıca Los Angeles'taki yarım saatlik ortalama bir Haber bülteninde hukuki yaptırımlardan tut, bütçe, eğitim, ulaşım ve göç gibi yerel yönetime ilişkin konuların 22 saniyede işlendiğini öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت أيضاً أن الساعه المتوسطه في اخبار لوس أنجلوس تفتقد لأخبار الحكومه و المهاجرين وغيرها |
Pazartesiden itibaren Haber Gecesi'nin idari yapımcısı sen olacaksın. | Open Subtitles | ستأخذ مكاني كمنتج منفذ لأخبار المساء ابتداءً من الاثنين. |
Haber Gecesi'nin yeni idari yapımcısı benim ve yaptığım ilk şey seni yardımcı yapımcım yapmak. | Open Subtitles | أنا المنتج الجديد لأخبار المساء أول خطواتي هي جعلكِ المنتجة المساعدة. |
- Akşam haberleri için röportaj yapabilir miyiz? | Open Subtitles | هل نستطيع أن نجري مقابلة معك لأخبار المساء؟ لا. |
Bu hafta güzel olan çöreklerden istedim. | Open Subtitles | وأتطلع لأخبار حسنة هذا الأسبوع. |