| Tamam. Pekâlâ, burada beklemek için beklersiniz. Onlara hazır olduğumuzu söyleyeceğim. | Open Subtitles | حسنًا يا رفاق، يمكنكم الأنتظار هنا وأنا سأذهب لأخبرهم بأننا مستعدين. |
| Onlara frengi olduklarını söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأذهب لأخبرهم أنهما مصابان بمرض اتصال جنسي |
| Basına yarın geri gelmelerini söyleyeceğim. | Open Subtitles | الآن، أنا سأذهب للصحافة لأخبرهم أن يعودوا غداً. |
| Aslında eve bir telefon açıp aileme iyi olduğumu söylemek isterim. | Open Subtitles | حسنا، أود أن أهاتف عائلتي لأخبرهم أني بخير |
| Onlara, önemli bir hizmet sunduğumuzu ve buna bağlı olarak da para kazandığımızı söylemek isterim. | Open Subtitles | كنت لأخبرهم بأننا نقدّم خدمات ضرورية ونتلقى الأجر المناسب. |
| Onlara iyi haberi vermek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق الإنتظار لأخبرهم بالأنباء السعيدة. |
| Merkezi arayıp yolda olduğumuzu söyleyeceğim, kayıtları hazır etsinler. | Open Subtitles | سأتصل بمركز الشرطة لأخبرهم أننا قادمان, لحللوا شريط التصوير. |
| Tamam, gidip onlara bir şeyler söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأذهب لأخبرهم بعض الأشياء وحسب.. |
| Barı arayacağım ve onlara gelemeyeceğimizi söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأطلب الحانة لأخبرهم أننا لن نذهب |
| Ve onlara söyleyeceğim birkaç lafım olacak. | Open Subtitles | لدي بعض الأشياء لأخبرهم بها |
| Onlara böyle söyleyeceğim. | Open Subtitles | هذا ما أنا ذاهبة لأخبرهم به. |
| Gidip onlara söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأذهب لأخبرهم |
| Onlara, önemli bir hizmet sunduğumuzu ve buna bağlı olarak da para kazandığımızı söylemek isterim. | Open Subtitles | كنت لأخبرهم بأننا نقدّم خدمات ضرورية، ونتلقى الأجر المناسب. |
| Ben kara haberi vermek için doğru zamanı bulana kadar tek kelime etme. | Open Subtitles | لذا لا تقولي كلمة إلى أن أجد اللحظة المناسبة لأخبرهم |