Lütfen izin verin bu geleneği atlayalım çünkü karşılarında çırılçıplak durarak yaralarımın hatırı için oy vermelerini isteyemem. | Open Subtitles | أتمنى أن تدعونى إلا تدعونى أترك هذا الزى لا يمكننى أن أتوسل من أجل جراحى لأسبب لهم المعاناة |
Dün gece buraya gelmek için yola çıktığına inanıyoruz. | Open Subtitles | لأسبب أنّنا كنّا نعتقد بأنّ كان قاصداً هذا المكان بليلة أمس |
Ben de anlaşmazlık yaratmak için elimden geleni yaptım. | Open Subtitles | لذا فعلت ما أستطيع لأسبب .. بعض الصدع في العلاقة |
Buraya bir belaya sebep olmak için gelmedim. | Open Subtitles | لم آت الى هنا لأسبب أية مشاكل. ولم أسبب |
Başına dert açmak için. | Open Subtitles | لأسبب لك المشاكل |
Buraya daha fazla acı vermek için gelmedim. | Open Subtitles | لم آت هنا يا (ثيودور) لأسبب المزيد من الآلام |
Bak, buraya Conrad'ın başını belaya sokmak için gelmedim. | Open Subtitles | (انظري ، انا لم آت الى هنا لأسبب أي مشاكل لـ (كونراد |
Başınızı ağrıtmak için gelmedim. | Open Subtitles | أنا لست هنا لأسبب المتاعب |
Başını ağrıtmak için burada değilim. | Open Subtitles | انا لست هنا لأسبب اية مشاكل |
Hayır, hayır, hayır, tekneyi sallamak için burada değilim. | Open Subtitles | لا، لست هنا لأسبب المتاعب. |
Bak, Rodney. Sorun çıkarmak için burada değilim. | Open Subtitles | إستمع يا (رودني) لستُ هنا لأسبب مشاكل |