| Ders bitene kadar burada saklanacağız, Çünkü ben bu oyunu oynamıyorum. | Open Subtitles | سنتخفى هنا حتّى نهاية الصفّ لأنني لن أشارك في هذه اللّعبة |
| O zaman git kendi kendini becer Çünkü ben yapmayacağım. | Open Subtitles | حقاً؟ لم لا تفعل هذا بنفسك لأنني لن أقوم بهذا |
| Çünkü ben ifade vermeyeceğim kızımın da ifade vermesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لأنني لن أقوم بإدلاء شهادتي و لن اسمح لها بإدلاء شهادتها |
| Fakat asla kazanamayacaksın. Çünkü asla sana geri dönmeyeceğim. | Open Subtitles | لكنك لن تفوز أبداً لأنني لن أعود إليك أبداً |
| Çünkü bu genç kızımıza öğüt ve yönlendirme yoluyla yardımcı olmak istemiyorum. | TED | لأنني لن أكون مرتاحة بمساعدة تلك الطفلة باستشارة أو إحالة لمختص فحسب. |
| Beni şimdi öldürsen iyi edersin Çünkü seni aramaktan asla vazgeçmeyeceğim. | Open Subtitles | ربما عليك أن تقتلني الآن لأنني لن أتوقف عن مطاردتك أبداً |
| O zaman bir sorunumuz var. Çünkü bunu halledinceye kadar gitmiyorum. | Open Subtitles | إذن ستكون هذه مشكلة لأنني لن أتحرك من هُنا إلي أن تفعلي. |
| Ateşle barutu yan yana koyup ne olacağını merak etmeyeceğim için. | Open Subtitles | لأنني لن اسكب البنزين على علبة الكبريت فقط لأرى ما سيحدث |
| Umarım şakadır, Çünkü ben seni gezdirmeyeceğim! | Open Subtitles | يستحسن أن تكون كذلك، لأنني لن اقود بك لأي مكان. |
| Savaşmak istiyorlarsa, bırakın savaşsınlar, Çünkü ben asla savaşmam. | Open Subtitles | لو أرادو القتال دعهم يقاتلون لأنني لن أقاتل |
| Çünkü ben söylemem. Kırmızı mı yoksa kot mu? | Open Subtitles | لأنني لن أخبرهم أبداً هل يناسبني الأحمر، أو ذو الخامة الخشنة |
| Ve siz çocukların beni unutmanızı istemiyorum, Çünkü ben asla sizleri unutmayacağım. | Open Subtitles | وأنا لا أريد أن ينساني أحد منكم لأنني لن أنساكم |
| Umarım o da yeni müdürleriniz kadar dansçı kızlardan etkilenir Çünkü ben şarkı söylemeyeceğim. | Open Subtitles | بل متحمس للراقصات كما هو الحال مع مدرائك الجدد لأنني لن أغني |
| Ama haberin olsun, bana yalakalık yapma, Çünkü ben kesinlikle sana yapmayacağım. | Open Subtitles | لكن لمعلوماتك، لا تعبثي معي. لأنني لن أعبث معكِ بالتأكيد. |
| Bana hiçbir şey açıklaman gerekmez dostum. Çünkü ben hep senin yanında olacağım. | Open Subtitles | لست مضطراً أن تشرح لي هذا لأنني لن أكون موجوداً دائماً لأجلك |
| Efendim, bu güvenliğiniz için. Bu binanın güvenliği için ne gerekiyorsa yapın. Çünkü ben bir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | قم بما ينبغي عليك فعله للتأكد من تأمين المبنى لأنني لن أبرح مكاني |
| Nedenini biliyor musun? Çünkü asla istediğin yerde olmayacağım. | Open Subtitles | "لأنني لن أكون في الموقع الذي تريديني به" |
| Çünkü asla etmeyeceğim. | Open Subtitles | لأنني لن أشكركِ يوماً |
| Burada olmak çok iyi oldu, Çünkü bu sabah işe gitmiyorum. | Open Subtitles | ومن المريح جدا، وجودك هنا، لأنني لن تجدي نفعا هذا الصباح. |
| İki türlü de korkacak hiçbir şey yok Çünkü seni öldürmeyeceğim. | Open Subtitles | بكل ألأحوال، ليس لديك ما تخشاه لأنني لن أقتلك أنا أحبك! |
| Ortada kıskanılacak bir şey yok Çünkü bunu yapmayacağım. | Open Subtitles | حسناً, لا يوجد شيء لتغار منه لأنني لن أقوم بذلك |
| Ateşle barutu yan yana koyup ne olacağını merak etmeyeceğim için. | Open Subtitles | لأنني لن اسكب البنزين على علبة الكبريت فقط لأرى ما سيحدث |
| Hayır, çünkü bunları tek başıma yiyemem de ondan. | Open Subtitles | لا ، لأنني لن أستطيع تناول كل هذا بمفردي |
| Şimdi bütün bunlara bir son vermeni istiyorum. Çünkü artık kavga etmeyeceğim. Asla! | Open Subtitles | أُريدُك أَنْ تَتخلّص من كُلّ هذا الآن لأنني لن أقاتل ثانيةً، أبداً |