Peki, ben öyle umuyorum, ben manastır katılmadan am yapamam çünkü eğer. | Open Subtitles | . حسناً ، أتمنى هذا ، لأنه لو لم يستطع فسأنضم للرهبنة |
Olsanız iyi olur çünkü eğer bir şey olursa bundan sen sorumlusun. | Open Subtitles | أجل،من الأفضل أن تفعلوا ذلك لأنه لو يحدث شيىء لها سأحملك المسؤولية |
çünkü eğer olsaydı, bu noktalar çekimsel güç altında kendi içlerine çökerek dev kara delikler haline gelirlerdi. | TED | لأنه لو كانت كذلك، كانت ستنهار تحت سحب الجاذبية داخل ثقب أسود كبير. |
- Çünkü plânı biliyor olsaydın Kurucu, kan peşindeki köpek balığı gibi kokusunu alırdı. | Open Subtitles | لأنه لو عرفت الخطة، لعرف المؤسس الأمر مثل القِرش الذي يسعى وراء الدم. |
çünkü eğer yapabilirsek, 20 yaşındaki kızımla yapacağım söyleşileri bekleyebilirim. | TED | لأنه لو فعلنا ذلك ، سيمكنني النظر للامام والتفكير في المحادثة التي ستدوربيني وبين ابنتي بعد 20 عاما. |
Ama anahtar konu, bu oranı nasıl düşüreceğimizi bulmak, çünkü eğer geçişi düşürebilirsek virüste evrimsel bir değişiklik yaratma şansımız var. | TED | و لكن مربط الفرس هو معرفة كيفية خفضها, لأنه لو خفضناها سيحدث تغير تطورى فى الفيروس. |
Bu işin sırrı onu yüzde 99,9 çalışır yapmak değil, çünkü eğer bir araba binde bir olasılıkla çarparsa, o zaman uykuya dalmakta kendinizi hâlâ rahat hissetmeyeceksiniz. | TED | التحدّي الحقيقي ليس في قدرتك على إنجاح الأمر في 99.9 بالمائة من المرات. لأنه لو حدث تصادم سيارة مرة من ألف مرة، فستظل قلقًا من النوم غالبًا. |
çünkü eğer Twitter bir şehirse Sadece birkaç kişinin sahibi olduğu ve finansal getiri üzerine tasarlanmış bir şehirdir. | TED | لأنه لو كان تويتر مدينة، فهي مدينة مملوكة لعدد قليل من الأشخاص ومُحسَّنة من أجل تحقيق عائد مالي. |
Bu da bir umut veriyor çünkü eğer doğru yaparsak herkes için kazançlı olacak. | TED | بحيث يمنحك هذا الأمل، لأنه لو قمنا به بالطريقة الصحيحة، سيعود بالنفع على الجميع. |
Çünkü, eğer bu hipotez doğru ise, bu bize otizm ile ilgili farklı özelliklere bakış açımızda ve anlayışımızda yepyeni ufuklar açabilir. | TED | لأنه لو أن هذا الإفتراض صحيح, سيكون له تداعيات هائلة على فهمنا لما يسبب تلك الأعراض المختلفة لنمط التوحد الظاهري. |
Çünkü, eğer haklıysak, tüketici eğitimini, besin hizmetlerini, toplum sağlığını, hatta sigorta endüstrisini etkileyebilir. | TED | لأنه لو كنا على حق, ستؤثر على ثقافة المستهلك, خدمات الطعام, الصحة العامة و حتى صناعة التأمين. |
çünkü eğer o adamsa onunla karşılaşacağım. Bunu hatırla. | Open Subtitles | لأنه لو كان من نقصده فسأعمل على القبض عليه |
çünkü eğer beni izliyorsa onu göremedim. | Open Subtitles | لأنه لو كان يتعقبنى فأنا لم أتمكن من رؤيته |
çünkü eğer beni birazcık olsun seviyorsan, birkaç dakika içinde, bir şey söylemediğine pişman olacaksın. | Open Subtitles | لأنه لو أنه هناك القليل من الحب داخلك أعتقد أنك في غضون دقائق ستندم على ما قلته |
- Çünkü Francis sana geldiğinde, bana ihanet etmeni istediğinde, kimin sana doğruyu söylediğini hatırlamanı istiyorum. | Open Subtitles | لأنه لو أتى إليكِ فرانسيس يطالبك خيانة ثقتي، أريد منك التذكر من منا روى لك الحقيقة |
- Çünkü geri tepebilir. | Open Subtitles | لأنه لو هوجم ( كورت ) ، ممكن أن يُنسب إلي |
- Çünkü, eğer bulursan bu çok, Tanrım... | Open Subtitles | نعم. لأنه لو تمكّنت من ذلك، |