Fakat iş fabrika robotlarına geldiğinde, insanlar daha temkinli yaklaşıyor. Çünkü bu robotların etrafta olması ''tehlikeli'' bulunuyor. | TED | ولكن أظن , تخاف الناس نوعاً ما عندما يتعلق الأمر بروبوتات المصانع لأنه من الخطر الإقتراب من روبوتس المصانع |
Çünkü bu şeylerin nereden geldiğini bilmek imkânsız. | TED | لأنه من المستحيل أن تعرف مصدر هذه الأشياء. |
Çünkü o kapıdan şer girecek ve istila edecek dünyayı. | Open Subtitles | لأنه من خلال ذلك الباب سيغزو الشر العالم |
- Çünkü gizli servisin işini bitirdiği tüm insanları içeri çekebilmek çok daha kolay. | Open Subtitles | لأنه من السهل أن نقوم بعمل تفتيش للجميع داخل المحكمة في أي وقت |
Çünkü, kim sana başkalarının hayatlarına girip deney yapma hakkını verdi? | Open Subtitles | لأنه من أعطاك ذلك الحق بأن تتجول كيفما شئت و تقوم بتجارب على حياة آخرين |
Bu bazen sarsıntının olup olmadığını en başta anlamak zor olduğu için olabilir. | TED | أحياناً لأنه من الصعب تحديد أنه تم إصابتك بارتجاج أساساً. |
çünkü bir taraftan çok ileri gidip korkunç şeyler yapabilir. | Open Subtitles | لأنه من الناحية الأولى، يحاول الذهاب بعيداً بفعل أشياء فظيعة. |
Başka posta kodlarında görmek daha kolay, çünkü bakmak istemiyoruz. | TED | ربما لأنه من الأسهل رؤيتها موجهة للآخر لأننا لا نريد النظر إليها |
Çünkü bu durumların mutlak olduğunu düşünme tuzağına düşmemiz çok kolay. | TED | لأنه من السهل جدا أن نقع في فخ أن نظن أن هذه الصيغ مطلقة. |
Eğer 18. yüzyıl opera kostümleri falan gibi bir iş aldıysam çok derin araştırma yaparım Çünkü bu çok ilgimi çeker. Öyle yapmam gerektiği için değil yani. | TED | إذا تم استخدامي لتصميم أزياء أوبرا من القرن 18، أو شيء من هذا القبيل، أقوم ببحث مستفيض، لأنه مثير للاهتمام، وليس لأنه من المفروض علي القيام بذلك. |
Çünkü bu bir tür vicdanlı bir nesne, çevresi tarafından değiştirilebilir, ve bunada değişiklik yapılabilir. | TED | لأنه من نوع الكائنات التي لها ضمير قابل للتعديل تبعاً للمحيط. وقابل لتعديله أيضاً. |
Donanma bir şey demiyor Çünkü o, savaş görmüş birkaç kaptandan biri. | Open Subtitles | أنها تغض النظر لأنه من القلائل الذين شهدوا معارك حقيقيه |
Biz ise, güvenli olacak bak Öyle görünüyor ki, Çünkü o bir davetiye olmadan giremezsiniz | Open Subtitles | أنظروا سنكون بأمان طالما ، نحن بالداخل لأنه من الظاهر لا يمكنه الدخول بدون دعوة |
Basın olarak ona müsamaha gösteriyoruz, Çünkü o bir siyah. | Open Subtitles | الاعلام لدينا يعطيه كل الحق في اي شـيء وذلك هل هذا هو رئيس بلادنا شـريط الاخبار لأنه من السـود |
- Çünkü büyük ihtimalle o kameraya yakalanmışlardır. | Open Subtitles | لأنه من المحتمل أن تم تصويرهم بتلك الكاميرا |
- Çünkü eski teknolojiyi takip etmek günümüz kablosuz sinyalini takip etmekten daha zordur. | Open Subtitles | لأنه من الصعب تقفي أثر تكنولوجيا قديمة مقارنة بإشارة لاسلكية حديثة |
Komik Çünkü kim orkestra tutar ki? | Open Subtitles | أترون هذا مُضحك لأنه من يُحضر فرقة موسيقية لزفاف ؟ |
Ve annem olmasa bunu kendim de anlayabilirdim aslında Çünkü kim annesinin aldığı bir elbise giyip, sırtlan gibi gülen bir kızla birlikte olmak ister ki? | Open Subtitles | وتوجب علي أتخاذ قرار منذ وقت طويل مضى لو ما كان من اجل والدتي لأنه, من يرغب بشخص يضحك كالضبع في لباس مرقش والتي جعلتني والدتي أشتريه ؟ |
Bronz olduğu için de gerçek olması gerekir. | TED | ذلك ، بالطبع ، لأنه من البرونز عليه أن يكون صحيحا. |
Çok titiz olduğu için tadı azıcık bile değişse işe yaramayabilir. | Open Subtitles | لأنه من الصعب إرضاءه جداً ، وقالت: إن الطعم تغير ولو قليلاً لن يعمل عليه .. |
Bu kuşu seviyorum, çünkü bir bataklık kuşu, tamamen bir bataklık kuşu. | TED | انا احب هذا الطائر لأنه من طيور المستنقعات، طائر المستنقع بكل معنى الكلمة. |
Yan işler ilgi çekici çünkü hâlihazırda bir geliriniz varken insanların bunu denemesi daha kolay. | TED | النشاط الجانبي جذاب لأنه من الأسهل أن تأخذ هذه الفرصة عندما يكون لديك نوع ما من الدخل. |