Çünkü bundan gayet eminim. Büyükannemin evinde kalıyorum, Çünkü sen beni etrafında istememiştin. | Open Subtitles | لأنّي متأكدّةٌ أنّي أقيم في منزل جدّتي لأنّكَ لا تريد أن أقيم هنا. |
Çünkü sen muazzam yeteneklere sahip bir adamsın ve bunların heba olduğunu görmek bana acı verir. | Open Subtitles | لأنّكَ رجل ذو مواهب عظيمة، وسيكون من المؤسف رؤيتُها تتبدّد هباءً |
Hiçbir şey için suçlu hissetmemen gerektiğini düşünüyor Çünkü sen kimseyi öldürmedin. | Open Subtitles | هي تظنّ أنّه ليس لديكَ ما تشعر بالذنب حياله لأنّكَ لم تقتل أحد أنا مَن فعل |
Dünya üzerindeki en seksi hatunla beraber olduğun için suçlusun. | Open Subtitles | مذنب لأنّكَ كنتَ رفقة المرأة الأكثر إثارةً على وجه الأرض. |
Ona çok aşık olduğun için değil, kariyerine çok aşık olduğun için kovdun onu. | Open Subtitles | لم يكن السبب أنّكَ كنتَ مغرماً بها بل لأنّكَ كنتَ مغرماً أكثر بمهنتكَ |
Yani kahraman gibi hareket edemediğin için mi küçük düştün? | Open Subtitles | إذن ، شعرتَ بالإذلال لأنّكَ لم تتصرّف كبطل؟ |
Neden yapamazmışım? - Çünkü eğer kendini kapatırsan gerçekte ne için savaştığını anlama yeteneğini de kaybedersin. | Open Subtitles | لأنّكَ إن أسكتّه فستُضيّع إلى جانبِ من تقاتل. |
Çünkü siz de cesedini güzel bir tabut içinde buraya getirecek kadar naziktiniz. | Open Subtitles | و لأنّكَ كنتَ من اللطافة حيث أعدتَ جثّته إلى هنا في صندوقٍ خشبيٍّ جميل |
Bir kaç hafta önce seni sevdiğimi söylememe rağmen, ...sen bana bir şey söylemedin, ...Çünkü sen yavaş hareket eden hanım evladının tekisin. | Open Subtitles | بالرغمِ من قولي أنّني أحبّكَ منذُ بضعةِ أسابيعَ، و لم تُجبني بعد، لأنّكَ جبانٌ متردّد، |
Çünkü sen en büyük zayıflığımsın. Korkarım ben de senin için öyle olacağım. | Open Subtitles | لأنّكَ نقطة ضعفي الأعظم، وأخشى أنّ أكون كذلك بالنسبة إليكَ. |
Bunu dinlemem gerekirdi. Çünkü sen gerçekten herkesin söylediği gibi kendini beğenmiş sığ bir yılansın. | Open Subtitles | كان عليّ الإصغاءُ إليهم، لأنّكَ الأفعى الأنانيّ السطحيّ، كما وصفكَ الجميع. |
Buradayım Çünkü sen hissettirdin ki altından çok daha fazla önemsediğim bir şeyler var. | Open Subtitles | أنا هنا لأنّكَ جعلتني أدركُ أنّ ثمّة شيءٌ أحفل بهِ أكثر من الذهبِ. |
Çünkü sen çok kötü bir baba olduğun için, babam dünyanın en iyi babası oldu! | Open Subtitles | أبي كان أفضل أب في العالم لأنّكَ أنتَ كنتَ الأسوء |
Göstermek zorunda olduğun için gösteriyorsun yani. | Open Subtitles | إذاً فأنتَ تخبرني به الآن لأنّكَ إضطررتَ لذلك ؟ |
Bana karşı hâlâ bir şeyler hissettiğin ve geri dönmemi istediğin için mi böyle söylüyorsun? | Open Subtitles | أتقول ذلك لأنّكَ ما زلتَ تكن مشاعراً تجاهي وتريدني أن أعود؟ بل أقول ينبغي ألا يمثل ذلك مشكلة |
Vicodin kullanmaya tekrar başladığın için mi iyisin? | Open Subtitles | هل أنتَ بخير حال لأنّكَ عدتَ للفايكودين؟ |
Çünkü öyle olmadığını bildiğin halde rapora rastgele bir gangster saldırısıymış gibi yazdığın için mi? | Open Subtitles | لأنّكَ كتبتَ عنف عصاباتٍ عشوائي عندما كنتَ تعلم أنّه لم يكن كذلك؟ |
- Çünkü kalbini kıracaksın! | Open Subtitles | لأنّكَ ستؤذيها, ربّما ليس غداً و لكن بعد ذلك |
- Çünkü çocuğun gitmesine izin verdin! - O da her şeyi anlattı. - Baba? | Open Subtitles | لأنّكَ تركتَ الصغير يفلت و قدْ قام بإخبارهم بكلّ شيء |
Hayır, gönüllü oldular Çünkü siz, onlara ilham verdiniz. | Open Subtitles | لا, لقدْ تطوعوا لأنّكَ ألهمتهم |