Ama o Başkan bozuntusu istediğini elde edemeyecek çünkü ona izin vermeyeceksin. | Open Subtitles | وهذا ما يريده الرئيس، أنه لا يولج لأنّك لن تسمح له بذلك. |
çünkü ben parayi alana dek-- sen de sevgiline kavusamazsin. | Open Subtitles | لأنّك لن تضع يدك على تلك الفتاة ما لم أضع يدي على المال |
Ona inanmadım çünkü sen asla böyle bir şey yapmazsın. | Open Subtitles | لم أصدقها، لأنّك لن تفعل شيء مثل هذا أبداً. |
O zaman bir şey istiyor olmalısın çünkü sırf imzalamak istemiyorum demek için buraya gelmedin. | Open Subtitles | إذن، لابد وأنّك تريدين الحصول على شئٍ لأنّك لن تأتِ إلى هنا لأجل إعلامي بأنّك لم توقعي عليها |
O yüzden bana iyice bak çünkü beni bir daha göremeyeceksin. | Open Subtitles | لذا أشبعي عينيك منّي لأنّك لن تريني مُجددًا. |
- Bunu bilemezsin! Ölmeseler de aynı şey, onları bir daha görmeyeceksin çünkü! | Open Subtitles | يجدر أن يكونوا قد ماتوا، لأنّك لن تريهم مجددًا. |
- Tebrikler. Şimdi git başkasından para dilen çünkü benden alamayacaksın. | Open Subtitles | والآن اذهب لغيري لتطلب منه النقود لأنّك لن تحصل منّي على شئ |
Hayır, başka bir şey oldu çünkü sadece reddetseydi bu kadar üzülmezdin. | Open Subtitles | كلاّ، حدث أمرٌ آخر لأنّك لن تكون منزعجاً هكذا لو قام برفضك فقط |
Seni özellikle seçtim çünkü sen kimseye karşı bir tehdit olamazsın. | Open Subtitles | لقد اخترتك على وجه التحديد لأنّك لن تشكّل خطراً على أي شخص أبداً. |
Peşin hükümlü olmamalısınız, çünkü ne ile karşılaşacağınızı bilemezsiniz. | Open Subtitles | وحاول عدم مجاراة المفاهيم الأساسيّة... لأنّك لن تعرف أبداً ماذا ستجد. |
Senin ihtiyacın yok, çünkü benimle gelmiyorsun. | Open Subtitles | لا تحتاج واحداً لأنّك لن ترافقني |
Bu hayatında istediğin bir şey varsa o bavula koy çünkü bir daha geri dönmeyeceksin. | Open Subtitles | وإن كان ثمة شيء تريده في هذه الحياة، فاحزمه فيها... لأنّك لن تعود مطلقاً |
"...ve adını da hatırlaman gerekmiyor çünkü onu bir daha görmeyeceksin." olursun. | Open Subtitles | "وليس عليك تذكّر إسمه لأنّك لن تراهُ بعدها". |
Doğru, tek bir laf etmeyeceksin. çünkü orada olmayacaksın! | Open Subtitles | أنت بالتأكيد لن تقول كلمة واحدة، لأنّك لن تكون هناك! |
çünkü onu kendisinden korumak için her zaman yanında olamazsın. | Open Subtitles | لأنّك لن تكون بجانبه على الدوام لحمايته من نفسه - أجل - |
çünkü burada olup da bunu göremeyeceksin. | Open Subtitles | لأنّك لن تكوني حاضرة لتشهدينه. |
Öyleyse özür dilerim, çünkü bundan hiç hoşlanmayacaksın. | Open Subtitles | فلك أسفي إذن، لأنّك لن تحبّ هذه. |
Aslında bulmayacaksın çünkü bu olanların hiçbirini hatırlamayacaksın. | Open Subtitles | -في الواقع، لن تفعلي لأنّك لن تذكري حدوث أيّ شيء مِنْ هذا |
- Güzel çünkü kafasında Üç Taş oynanıyormuş gibi görünmesini istemezsin. | Open Subtitles | حسن، هذا جيّد، لأنّك لن تريد الأمر وأن يبدو وكأن أحدهم يلعب لعبة (إكس) و(أو) في ذهنها |
- çünkü benim durumumla baş edemiyorsun. | Open Subtitles | - لأنّك لن تستطيع التعامل معي - |