- Şey, şimdilik hiç bir şey, çünkü adam hastanede, bilinçsiz. | Open Subtitles | . حسناً، لا شيء الآن . لأنّه في المستشفى فاقداً للوعيّ |
çünkü bir oyuncak kasabada, herşey parlak ve harika kalır, tam istediğim gibi. | Open Subtitles | لأنّه في مدينة الألعاب كلّ شيء يظلّ مشرقا ورائعا، تماما بالشكل الذي أريده |
Bakın tekrar söylüyorum çünkü içinde bulunduğumuz toplumda bize tam tersini öğrettiler ve bu son derece mantık dışı. | TED | سأقول ذلك مرّة أخرى، لأنّه في مجتمعنا تعلّمنا ما هو عكس ذلك، ولهذا فهي عكس ما نظنّه. |
çünkü bu kitaplardan birinde ahlaksızlık konusuna ayrılmış koca bir bölüm var. | Open Subtitles | لأنّه في أحد كتبه القانونية، هنالك قسمٌ كامل للعلاقات الفاسقة |
Bak, Kavganın eğlenceli olmadığını söylemiyorum. çünkü çok eğlenceliydi. | Open Subtitles | اسمعوا، لا أقول بأنّ الشجار لم يكن مسليّاً لأنّه في الحقيقة كان مسليّاً |
Pekala, o halde bana yardımcı ol, çünkü 87'de lisede, satış yaparken tutuklanmışsın. | Open Subtitles | حسناً، لذا ساعدني هنا ، لأنّه في 1987 تمّ القبض عليكَ في المدرسة الثانوية للتجارة |
çünkü, akıllarında, düşünürler... | Open Subtitles | والبعض ، يعطي الأمل فحسب لأنّه في رأيهم ، إنّهم يفكّرون.. |
Bence istiyorsun çünkü içinde bir yerlerde seni götürdüğümüz yerin özel olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنّك راضية لأنّه في أعماقكِ هناك جزء منكِ يعرف أنّ المكان الذي سنأخذكِ إليه مميّز |
Her iki ayda bir görsel agnozi atağı geçiriyor çünkü her iki ayda bir aynı anda üç ilacı birden kullanıyor. | Open Subtitles | ومشوّهةٌ في أيّار، وتمّوز، وأيلول لقد كان يعاني من العمه البصريّ شهراً في كلّ شهرين لأنّه في ذلك الوقت |
Burada çalışmaktan yılmış oldukları için onları suçlamıyorum, çünkü çoğu zaman ben de aynı şekilde düşünüyorum. | Open Subtitles | لا ألومهم على إحباطهم بالعمل هنا، لأنّه في الكثير من الأوقات, أشعر بالمثل |
çünkü aslında sen ve ben bir çok defa kendimizi aynı saflarda bulduk. | Open Subtitles | لأنّه في الواقع أنا و أنت قد مرحنا سوياً عدّة مرّات في صف واحد. |
çünkü çok yakında onun ve çocukların sana çok ihtiyacı olabilir. | Open Subtitles | لأنّه في وقت ما قريبا، هي و أطفالها ربّما سيحتاجونك. |
Hâla uyuyor, çünkü orduda her sabah 4'te uyanmak zorunda. | Open Subtitles | لايزال نائماً، لأنّه في الجيش، يجب عليه أن يستيقظ على السّاعة الرّابعة صباحاً. |
çünkü takipte yalnız onlara güvenebilirsin. | Open Subtitles | لأنّه في مكان الحادث، يمكنكِ الوثوق بهم فقط. |
çünkü içten içe, kazanamayacaklarını biliyorlar. | Open Subtitles | لأنّه في أعماق قلوبهم يدركون أنّ النصر لن يكون حليفهم .. |
çünkü ilk kez, başkası için bir şey yaptın. | Open Subtitles | لأنّه في المرّة الأولى، أنت فعلتَ شيئاً ما من أجل شخصٍ آخر أيضاً. |
Bunu tekrar yapmayı ne kadar istediğimi tahmin bile edemezsin çünkü bu sefer doğru olanı yapabilirdim. | Open Subtitles | لكن ثق بهذا لا فكرة لديك كم تمنّيت أن أعيد الكرّة لأنّه في هذه المرّة، كنتُ لأقوم بالأمور بشكل صائب |
çünkü insanları canlandırabileceğimiz zaman onlara yeni ve daha iyi bedenler verebileceğiz. | Open Subtitles | لأنّه في الوقت الذي سنعيد فيه إنعاش الناس، سنعطيهم أجساماً جديدة. |
çünkü her yaptığında ölümlü yanı biraz daha zayıflıyor ve ölümsüz yanı biraz daha güçleniyor. | Open Subtitles | لأنّه في كلّ مرة يفعل ذلك، الجزء الفاني يزداد ضعفا والجزء الخالد يزداد قوة |
çünkü 1970'de Exelsior tasarımını değiştirdi. | Open Subtitles | لأنّه في عام 1970 ، إكسلسير قاموا بتغيير تصميمهم |