- Çünkü gerçek şu ki yaptığım hakkında hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | لأن الحقيقة هي أنني لا اعرف ما اللذي أفعله |
- Neden bana yalan söyledin? - Çünkü gerçek seni bitirecekti. | Open Subtitles | لأن الحقيقة كانت ستكسرك |
Polis departmanının gerçekte ne olduğuyla yüzleştiğini düşünmüyorum, çünkü gerçekte olan şey neredeyse dayanılmaz bir şey. | Open Subtitles | و لا أعتقد أن الشرطة واجهت الحقيقة فيما حصل لأن الحقيقة فيما حصل لا يمكن تحمله تقريبا |
Çünkü işin gerçeği, yanlış bir şey yapmasaydın burada bile olmazdın. | Open Subtitles | لأن الحقيقة هي، بأنك لما كنت موجوداً هُنا إن لم تفعل شيء خطأ. |
Bu yüzden sır tutuyoruz, çünkü gerçekler her şeyi değiştiriyor. | Open Subtitles | لهذا نخفي الأسرار لأن الحقيقة تغير كل شيء. |
çünkü gerçek şu ki Oswald, sen kendini kurtarmak için herkesi feda edersin | Open Subtitles | لأن الحقيقة هي ، أوزوالد أنت على استعداد للتضحية بأي شخص لإنقاذ رقبتك |
- Çünkü gerçek sana ağır gelecekti. | Open Subtitles | لأن الحقيقة كانت ستدمرك |
Çünkü işin gerçeği, bu resim çok da umurumda değil. | Open Subtitles | لأن الحقيقة هي أني لا أهتم مطلقاً لهذه الصوره. |
Çünkü işin gerçeği, bir şeyin parlamasını sağlamak için bol miktarda kristal gerekir. | Open Subtitles | لأن الحقيقة هي، يأخد الأمر الكثير من الألماسات لجعل شيء ما يلمع. |
Tek tek bireyler adaleti uygulamak zorunda ve bu hiç de kolay değil... çünkü gerçekler, iktidar için bir tehdit oluşturuyor... ve insan kendi hayatı pahasına iktidarla savaşmak zorunda kalıyor. | Open Subtitles | تتفرد البشرية بأن عليها أن توجد العدالة و هذا ليس بالأمر السهل لأن الحقيقة غالبا ما تشكل تهديدا للسلطة وربما غالبا ما تحارب السلطة فيما يشكل خطر كبير عليها |
çünkü gerçekler kayıt altına alınmalı. | Open Subtitles | لأن الحقيقة يجب تدوينها. |
çünkü gerçek şu ki, insanlar son 10.000 yılda doğada devasa bir delik açtılar. | TED | لأن الحقيقة أن الإنسان تسبب في فجوة بيئية ضخمة خلال 10.000 سنة الأخيرة. |
çünkü gerçek şu ki artık sanayi devriminde değiliz. | TED | لأن الحقيقة هي أن هذه ليست الحقبة الصناعية. |