Her zaman hanımları etkilemek için futbol yaralarım olsun istemişimdir. | Open Subtitles | انا أردت دائما جروح من كرة القدم لإثارة إعجاب الفتيات |
Martin, kadınları etkilemek için yaptığın numaraları anlat | Open Subtitles | مارتن، يُخبرُني البعض مِنْ الخُدَعِ تَستعملُ لإثارة إعجاب النِساءِ. |
Babam beni sadece iş ortaklarını etkilemek için kullanır. | Open Subtitles | أبي يَستعملُني فقط لإثارة إعجاب شركائِه. |
Kapa çeneni. Arkadaşlarını etkilemek için yapmadığını nerden biliyorsun? | Open Subtitles | إسْكت، كيف تعرف أنّه ليس يعمل ذلك لإثارة إعجاب أصدقائه؟ |
Onları etkilemeye çalışmak yerine önemli olmadıklarını anla. | Open Subtitles | لَيسَ بمُحَاوَلَة لإثارة إعجاب هؤلاء الناسِ، لكن بالإدْراك ذلك هم لا يَهْمّونَ أكثر. |
Ethan'ın Roger'ı etkilemek için kendini paralamasına kızmıştım. | Open Subtitles | أنا أزعجت إثان لأنه كان مستميت جدا لإثارة إعجاب روجر |
Bu arada ödül avcısı aile avukatını etkilemek için çok gayretliydi. | Open Subtitles | كان صائد الجوائز في هذه الأثناء كان متحمساً لإثارة إعجاب محامي العائلة |
Bak, ben, en azından kız arkadaşımı etkilemek için... okulun adını değiştirmeye çalışmıyordum. | Open Subtitles | على الأقل أنا لم احاول تغيير إسم المدرسة لإثارة إعجاب صديقتي |
İlgini çeker mi çekmez mi bilmem ama kadınları etkilemek için arabada eski bir uzay giysisi bulunduruyorum. | Open Subtitles | لا أعلم إنْ كان سيهمّك، لكن، احتفظ بزي فضائي قديم في السيارة لإثارة إعجاب النساء |
Her birinin bir dişiyi etkilemek için sadece bir şansı olabilir. | Open Subtitles | فَرُبَّما هي فرصته الوحيدة لإثارة إعجاب الأنثى. |
Hayır, yeni editörünü etkilemek için, 7 gün 24 saat, durmadan çalışıyor. | Open Subtitles | ربما شيئاً يضايقها؟ لا، أنها تعمل دون توقف لإثارة إعجاب رئيس التحرير ذاك |
Kinezyoloji okumuştum ama ilk defa bir bayanı etkilemek için kullanıyorum. | Open Subtitles | لقد درست علم الحركة على الرغم من ذلك هذه المرة الأولى التي أستخدم فيها تعليمي لإثارة إعجاب سيدة |
Yoksa her zaman yaptığın gibi, anlatacağın savaş öyküleriyle hatunları etkilemek için mi? | Open Subtitles | أو ربما تسعى لإثارة إعجاب حبيبتك بكلامك الذي تتفوه به دائماً، عن قصص الحروب |
Ve hala oradaki herkesi etkilemek için yapabileceğin şeyler mevcut. | Open Subtitles | وما زال هناكَ شيئاً يمكنكَ فعله لإثارة إعجاب الجميع في الحفل |
Bence hepsi hanımları etkilemek için bir numara. | Open Subtitles | لأنني أعتقد أن كل هذا تمثيل لإثارة إعجاب السيدات |
Haberi duyunca eşini etkilemek için bomba yapmaya karar verdin. | Open Subtitles | سمعت عن ذلك، لذا قررتَ بناء قنبلة خاصة بك لإثارة إعجاب زوجتك. |
İlk romanını bir kızı etkilemek için yazdığından "yazar tıkanması"na inanmadığını büyük yazarları okumanın sana ilham verdiğini ve onlarla beraber içmenin de en çok satanlar listesini alt üst etmene ilham verdiğini söyleyeceksin. | Open Subtitles | ستقول أنك لا تؤمن بعقدة الإبداع، أنك كتبت أول رواية لك لإثارة إعجاب فتاة أن القراءة لإدباء كبار يُلهمك، |
Başsavcılığa bir fark yaratmak için girdim, belki bir kızı etkilemek için. | Open Subtitles | انضممتُ لمكتب النائب العام لإحداث فرق، ربّما لإثارة إعجاب فتاة. |
Ama konu bir çocuğu etkilemeye gelince... | Open Subtitles | ولكن في اللحظة التي تحتاجين فيها لإثارة إعجاب فتىً ما |
Grant arkadaşlarımı etkilemeye çalışman gerekmiyor. | Open Subtitles | (غرانت)، لستَ مضطرّاً لإثارة إعجاب أصدقائي. |
Bayan Dawes'ı etkilemeye çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | (هو لإثارة إعجاب الآنسة (دورس |