Japon polisi onları bulmak için herseyi yapıyor. | Open Subtitles | وتبذل الشرطة اليابانية أقصى جهدها لإيجادهم |
Onları bulmak için oraya gittim ve buldum da! | Open Subtitles | ذهبت إلى هناك لإيجادهم وقد وجدتهم |
Onları bulmak için buraya bir ekip göndermeliyiz fakat bu da Mars'ı ziyaretten bile daha pahalı ve riskli olacaktır. | Open Subtitles | لإيجادهم , علينا إرسال رحلة إلى هنا رحلة ستكون محفوفه بالمخاطر "وأكثر تكلفة من زيارة "المريخ |
İçeriye girmek, Onları bulmak ve o cehennemden kurtarmak için 30 dakikadan az bir süremiz kaldı. | Open Subtitles | لدينا اقل من 30 دقيقة لإيجادهم والخروج من هذا الجحيم. |
Fakat bunun, onları bulmanın anahtarı olduğuna bahse girerim. | Open Subtitles | لكنني أراهن على أن هذا هو المفتاح لإيجادهم |
Onlar bulmanın tek yolu konumlarını tam olarak bulmak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لإيجادهم هي من خلال تحديد موقعهم. |
Karımın katilini buldukları için polislere tekrardan teşekkür etmek istiyorum... | Open Subtitles | أود ان اشكر الشرطة ثانيةً لإيجادهم الرجل الذي قتل زوجتي |
Kendimizi korumak için. Arkadaşlarımız kayıp. Onları bulmalıyız. | Open Subtitles | دفاع عن النفس أصدقائنا مفقودون نحتاج لإيجادهم |
Onları bulmak için, elimizden geleni yaptık, ama onları bulamadık. | Open Subtitles | فعلنا ما بوسعنا لإيجادهم ولكننا لم ننجح |
Pekala. Bunu onları bulmak için kullanabilir miyiz? | Open Subtitles | حسناً ، هل يُمكننا إستخدامه لإيجادهم ؟ |
Onları bulmak için önce biz kullanmazsak tabii. | Open Subtitles | إلا إذا استخدمناها لإيجادهم اولاً |
Onları bulmak için her yeri aradım. | Open Subtitles | فتشت السماء و الأرض لإيجادهم |
Ve daha iyisi Onları bulmak için bir ipucu. | Open Subtitles | .. و الأفضل دليل لإيجادهم |
Onları bulmanın daha ilginç bir yolu yoktur. | Open Subtitles | هناك طريقة أكثر إثارة لإيجادهم. |
Soyadlarını bilmiyoruz, bulmanın bir yolu yok. | Open Subtitles | ليس لدينا ألقاب لا توجد طريقة لإيجادهم |
Ben katili buldukları için seviniyorum. | Open Subtitles | -أما أنا فمسرورة لإيجادهم القاتل |
Onları bulmalıyız. | Open Subtitles | نحتاج لإيجادهم |