Bir şerif yardımcısı, trafiği fark ediyor ve federalleri çağırıyor. | Open Subtitles | وبعض نواب الشرطة لاحظوا كل هذا هذا الزحام اتصلوا بالفيدراليين |
Yemeklere imzanı attın ve tüm müdavimler bunu fark etti. | Open Subtitles | وضعتَ توقيعك على الأطباق و جميع الزبائن الدائمين لاحظوا ذلك |
Kalbi çıkarmaya başlarken yüzeyin nasıl kan damarlarıyla örtülü olduğuna dikkat edin. | Open Subtitles | حالما تبدأوا في ازالة الرأس لاحظوا كيف هي المنظقة مغطاة بالاوعية الدموية |
Rodeocunun vücudunun en çok hangi kısımlarını kullandığına dikkat edin beyler. | Open Subtitles | أيها السادة، رجاءً لاحظوا أي جزء من جسد الراكب يُستخدمُ غالباً |
JH: Bradley'nin küçük ahlaki benliğinin merdivenleri çıkarken nasıl öldüğüne bir bakın. | TED | جوناثان هايدت: إذن لاحظوا كيف أن نفس برادلي المتخلقة والزاهدة فقط تموت في طريق الدرج. |
İzleyin. Bir, iki ve bir, iki, üç, dört. | TED | لاحظوا. واحد، اثنان، واحد، اثنان، ثلاثة، أربعة. |
Özetle, müşterilerime fazla özen gösterdiğimi ve bunu fark ettiklerini söyledi. | Open Subtitles | بالكاد قال لي بأني أهتم كثيراً بـ عملائي وقد لاحظوا هذا |
Bir nesneyi bıraktığında, Dünya'nın merkezine doğru düştüğünü fark ettiler. | Open Subtitles | لاحظوا أنه عندما تٌسقط الأشياء يقعون دائما نحو مركز الأرض، |
yani bu bilgi yayılır. Bilgi'nin de hikayemizin bir parçası haline geldiğini fark etmiş olmalısınız. | TED | و هكذا تنتشر المعلومات. لاحظوا أنّ المعلومات أصبحت جزءاً من تاريخنا. |
Değişmediğini fark ediyorsunuz, kendi kendine mutlu bir şekilde takılıyor. | TED | لاحظوا بأنها لا تتغير، وتكمل التردد بسعادة. |
demeyiz. İşte burada tuhaf bir şey oldu. Elbette çocuklar da bunu fark etti. | TED | فهنا سيبدو بأنه شيء غريب وغير مألوف وبالتأكيد الأطفال لاحظوا ذلك. |
Mahallenin nasıl hâlâ kalabalık geldiğine ve gerçekten bir yeşil alan eksikliği olduğuna dikkat edin. | TED | لاحظوا الازدحام الذي لا يزال يبدو الحي عليه وكيف أنه يفتقر فعلا للمساحات الخضراء. |
dikkat edin; miselyum büyüdükçe bir toprak alanını ele geçiriyor ve bir ağ oluşturuyor. | TED | و لاحظوا أن حيث تنمو الميسيليوم تتحكم بالمنطقة ثم تبدأ بتشكيل الشباك |
dikkat edin, dördüncü seviye bir satıcı, güven seviyesi altı. | TED | لاحظوا أنه بائع مستوى 4، يملك مستوى ثقة 6. |
Saat 17.05'te ayrıldı. El çantasına dikkat edin. | Open Subtitles | هى تركت المنزل الساعه 17,05 لاحظوا حقيبه يدها |
Hedef alırken fabrikaya giden S biçimli yola dikkat edin. | Open Subtitles | لذا لا يمكن أن تخطأها . لاحظوا إشارة التعرج قبل منطقة المصنع |
Boston'daki tren hattının üzerine dikkatli bakın. | TED | لاحظوا هذه الصورة أعلى الخط البرتقالي في بوسطن |
Çünkü köprü uzun bir zaman böyle iki yana sallanıyordu, nasıl kıvrıldığına bir bakın. | TED | كانت تتأرجح هكذا لفترة طويلة، لاحظوا هذه الحركة الالتفافية. |
Askeri izleyin. Sepette bir şey olduğundan emin. | Open Subtitles | لاحظوا حدس المصور، إنه واثق أن ثمة شيئاً في الصندوق |
Bir evi seçmenizi ve pozisyonunu not etmenizi ve bunu aklınızda tutmanızı istiyorum. | TED | اريدكم أن تختاروا واحد منها ثم لاحظوا موقع البيت احفظوا ذلك في ذهنكم |
Çantamdaki Jimmy Joyce'a dikkatinizi çekerim. | Open Subtitles | أرجوكم لاحظوا كتاب جيمي جويس الذي أحمله فى حقيبتى |
Doktorlar ve hemşireler, onun sadece hayatta kalan biri olmadığını, gerçekten zeki olduğunu farkettiler ve onu hemşire yaptılar. | TED | الأطباء والممرضات هناك لاحظوا أنها ليست ناجية وحسب، كانت ذكية للغاية، لذا عينوها كممرضة. |
Size zırnık kadar merhamet gösterdiğimi görürlerse ölüyüm demektir. | Open Subtitles | إذا لاحظوا أي أثر للرحمة مني إليكم، سأموت. |
Bence çekin neden senden gelmediğini anlayamamışlardır. | Open Subtitles | لا أعتقد أنهم لاحظوا أن الشيك المصرفي لم يكن صادراً منك |