"لافتات" - Traduction Arabe en Turc

    • tabela
        
    • pankartlar
        
    • pankart
        
    • işaretleri
        
    • tabelalarını
        
    • Afiş
        
    • tabelalar
        
    • işaretler
        
    • tabelaları
        
    • pankartları
        
    Yeni kıyafetler,yeni bir tabela, ve yeni renklerden bahsediyorum. Open Subtitles أنا أتحدث عن لباس مُوحد جديد عن لافتات جديدة ، ولون مشروع جديد
    Hem başka bir tabela olup olmadığını bilmiyoruz. Open Subtitles تلك الوجهة بعيدة، ولا نعلم ما إن كانت هناك لافتات أخرى
    Mart ayında Belediye Binası'ndaki etkinliğe katıldım. Öğrenciler ellerinde pankartlar taşıyorlardı "Onları öldürün, asın!" TED شاركت بمسيرة إلى البلدية رفع فيها الطلاب لافتات تقول ”اقتلوهم، اشنقوهم“ و ”لن تفعلوا هذا
    En az 100 pankart hazırla. Open Subtitles أريد لافتات حالاً، مائة على الأقل. أتعلم ماذا؟
    Doğum kontrolü uygulamıyorsanız çıkış işaretleri sağ ve solda. Open Subtitles لذا، إذا ليس لديكم مانع حمل، لدينا لافتات خروج مضاءة على يساركم ويمينكم.
    Trafik tabelalarını sen oku Becky. Sakın Bean'in okumasına izin verme. Open Subtitles اقرأي لافتات الطري ولا تقودي بسرعة
    Pek çok insan Afiş taşıyor... Open Subtitles وصلوا لإظهار دعمهم يحمل كثيرون لافتات وشعارات
    OW: Onlarla beş dakika konuşmamı istediklerini yazan tabelalar tutuyorlardı ve bunu yapmaktan mutlu olurdum. TED أوبرا: كانوا يحملون لافتات تطلب مني التحدث معهم لخمس دقائق فقط، كنت سعيدة بفعل ذلك.
    Ama üstlerine küçük Latin harfleriyle işaretler koymuşlar acayip deli oldum! Open Subtitles لكن حينما يضعون عليها لافتات صغيرة بأسماء لاتينية تجعلني أرغب في إيذاء نفسي
    Elime aldığım herhangi bir şeyi okuyabileceğim için çok heyecanlıydım: Şeker kapları, kıyafet logoları, sokak tabelaları, her şey. TED كنت متحمساً للقراءة حتى أنني كنت أقرأ كل ما تصل إليه يدى: أغلفة الحلوى، شِعارات الملابس، لافتات الشوارع، كل شيء.
    Şehir meclisinde başladığında ben milletin bahçelerine tabela dikiyordum buz gibi havada broşür dağıtıyordum. Open Subtitles عندما بدأنا في المجلس البلدي، كنت أضع لافتات على معاشب الناس، كنت أوزع كراسات في البرد القارص
    Heryerde tabela var. Buraya kazara indiğinize inanmamı bekliyor olamazsınız. Open Subtitles هناك لافتات في كل مكان، أنا متأكد أنك لم تته طريقك إلى هنا صدفةً
    Uzun süredir bakmama rağmen tabela göremedim. Open Subtitles ليست هناك أية لافتات أنا أبحث عنها
    Çok üzgünüm, ama tabela eksiksiz. Open Subtitles إنني آسف جداً ولكن هنالك لافتات كثيرة
    Lawrence Lemaoana, medyanın ahlaki bilincimiz üzerindeki etkisini de eleştiriyor ve bunu, siyasi gösterilerdeki pankartlar gibi kumaşları kullanarak yapıyor ve sesimizi geri kazanmamızı istiyor. TED انتقد لورانس ليماوانا أيضاً تأثير وسائل الإعلام على وعينا الأخلاقي، ويقوم بذلك عبر استخدام تلك الأقمشة مثل لافتات المظاهرات السياسية، حيث يطلب منا استعادة أصواتنا.
    Yavaş hızdaki kovalamacayı hatırlarsanız insanlar köprülerin, viyadüklerin, otoyol kenarında pankartlar tutuyorlardı... Open Subtitles الناس في الحقيقة واقفين بالطريق.. بالشوارع والجسور رافعين لافتات..
    Ve ellerinde pankart taşımıyorlar. Open Subtitles الشرطة إنهم لا يحملون لافتات إحتجاج
    Boynumuza Heydrich'i biz öldürdük, cinayet işledik yazan bir pankart asarız. Open Subtitles نضع لافتات حول أعناقنا مكتوبّ عليها أننا قتلنا (هايدريك) و ننتَحر.
    "Rahatsız etmeyin." işaretleri için endişeleniyorsan, merak etme. Onları rahat bıraktım. Open Subtitles إن كنتَ قلقاً على لافتات "عدم الازعاج"، فلا عليك، تجنّبتُ الاصطدام بها.
    Bir çoğunun elinde "Eve Hoş Geldin" işaretleri vardı. Open Subtitles الكثير منهم علقوا لافتات ترحيب بالعودة
    Trafik tabelalarını sen oku Becky. Sakın Bean'in okumasına izin verme. Open Subtitles اقرأي لافتات الطريق ولا تقودي بسرعة
    Tuvalet tabelalarını kim yazdı? Open Subtitles من كتب لافتات دورات المياة؟
    Afiş ve davetiye yapıyor. Open Subtitles هو يصمم لافتات ودعوات
    tabelalar olmadan insanlar tuvaletleri bulmuştu. Open Subtitles الناس بصورة عامة وجدوا دورات المياة بدون لافتات
    Tuvaletin dışına şirin işaretler koyalım Dukes ve dames desinler. Open Subtitles وضع لافتات لطيفة خارج الحمامات مكتوب عليها "للرجال" و"للنساء"
    Bataklıkta yaşıyorum. tabelaları koydum. Ben korkunç bir devim! Open Subtitles أنا أعيش في مستنقع، وقد وضعت لافتات أنا غول مرعب
    Yani ofisinizdeki herkesin takması için maaş pankartları hazırlamanıza gerek yok. TED وبالتالي، فلستم مجبرين لعمل لافتات لجميع موظفيكم ليرتدوها في جميع أنحاء المكتب.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus