"لايستحق" - Traduction Arabe en Turc

    • değmez
        
    • hak
        
    • haketmiyor
        
    Sakın dokunma, hayır! Buna değmez, dostum. Dokunursak Jack bizi öldürür. Open Subtitles لا , لا , لايستحق الأمر جاك قال لنا أن لانلمسهم
    Adam her ne yaptıysa yapsın kanunları çiğnemek buna değmez. Open Subtitles حسنٌ، اختراق القانون لايستحق ذلك مهما فعل هذا الشخص ..
    Bak sevgilim, hiçbir şey aramızda sorun olmaya değmez. Open Subtitles اسمعينى يا حبيبتى, هذا الأمر لايستحق ان نتشاجر حوله
    Bana karşı nazik ve dürüsttü ve ölmeti hak etmiyor. Open Subtitles لقد كان لطيفا , وصريحا معي انه لايستحق ان يموت
    Robin, sana öyle davrandıktan sonra bu adam ikinci bir şansı haketmiyor. Open Subtitles ذلك (سايمون) الذي التقينا به؟ (روبن) هذا الشخص لايستحق فرصة ثانيه
    Bundan ne yarar sağlamayı beklediğini bilmiyorum ama inan bana buna değmez. Open Subtitles إذا , لا أعلم مالذي ستحصل عليه من هذا لكن صدقني إنه لايستحق
    Meredith Festivaline kendimiz olarak gidemiyorsak güvenin bana, gitmeye değmez. Open Subtitles اذا ام نستطع الذهاب لحفلة ميرديث على شروطنا الخاصه اذن ثقو بي.. انه لايستحق العناء.
    Birazdan gideceğim. Buna değmez. Open Subtitles سأغادر بعد قليل لايستحق تكبد العناء لهناك
    Buna değmez. Aşırı kilo aldırır. Open Subtitles الامر لايستحق هنالك الكثير من الكربوهيدرات
    Bu hikâye, Başbakanlık'la düşman olmaya değmez. Open Subtitles هذا سيجعلنا عدو رئيسة الوزراء الخبر لايستحق هذه المجازفة
    - Asla son bulmayacak. Bizi öldürecekti. Buna değmez. Open Subtitles لن ينتهي هذا ابدا ، سيحاولون قتلنا ذلك لايستحق كل هذا العناء
    Zamanını boşa harcıyorsun! O keş için değmez! Open Subtitles أنت تهدر وقتك ذلك الاحمق لايستحق هذا
    Birkaç kuruş fazla ya da aza ölmeye değmez. Open Subtitles روكو اكثر او اقل لايستحق الموت من اجله
    Hadi, çocuklar. Bu aptal için harcadığımız zamana değmez. Open Subtitles هيا ياأولاد ، هذا الأحمق لايستحق وقتنا
    Henry'yle vakit geçirmeyi seviyorum, ama buna değmez. Open Subtitles أحب قضاء الوقت مع هنري, لكن ذلك لايستحق
    Kafaya takmaya değmez. Open Subtitles انسي ذلك هذا لايستحق انزعاجك بشأنه
    Bilhassa da bana. Buna değmez. Open Subtitles وليس علي أنا أيضاً الأمر لايستحق.
    O adam göz yaşlarına değmez, inan bana. Open Subtitles ذلك الرجل لايستحق دموعك,صديقيني
    Ama yanında getirdiği şu Bay Darcy denilen adam Derbyshire'ın en zengin adamı olsa da ilgimizi hak etmiyor. Open Subtitles لكن السيد الذى أحضره معه الذى يدعو نفسه السيد دارسى لايستحق أهتمامنا رغم أنه قد يكون أغنى رجل فى ديربشاير
    Vicdanı olmayan kişiler merhameti hak etmez, Madam. Open Subtitles قلبك بارد حقا يامدام والذى لايستحق اى رحمة
    O kişi böyle muhteşem bir kadını üzebiliyorsa aşkınızı hak etmiyor demektir. Open Subtitles من المؤكد ان هذا الشخص لايستحق حبك ان كان قادراً على ايذاء مثل هذه المرأة الجذابة
    Onursuz bir şekilde ölmeyi haketmiyor. Open Subtitles إنه لايستحق الموت بدون مجد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus