Demek istediğim, beter ol, Zoe Hart. Tamam, bu tekrar olamaz. | Open Subtitles | اقصد الى الجحيم زوي هارت حسنا هذا لايمكن ان يحدث مجدداً |
O zaman kadehi yıkayan Bayan Paradine olamaz. | Open Subtitles | اذن, لايمكن ان تكون السيدة بارادين هى التى غسلت الكأس |
Yani, demek istiyorum ki, öylesine çekici bir kadın tabii ki bir cinayete bulaşmış olamaz. | Open Subtitles | ولكنها فتاة لطيفة لايمكن ان تتورط فى جريمة مثل هذه |
Kaybetmiş olamam. Burada olmalı. | Open Subtitles | لايمكن ان افقده يجب ان يكون هنا |
Daha ne olsun, küresel kriz oldu. Sanayicileri sıkboğaz edemeyiz. | Open Subtitles | الازمة العالمية حصلت لايمكن ان نلوم الصناعة |
Siyahlar arabanın teybini çalabilir , ama kurtarıcı olamaz. | Open Subtitles | اى رجل اسود يمكن ان يسرق مسجلك ولكنة لايمكن ان يكون منقذك |
Oraya kendi kendine gelmiş olamaz. olamaz. | Open Subtitles | لايمكن ان يصل الى هناك بنفسه لا لايستطيع |
Ben de senin hakkında. Merak etme. Hepsi doğru olamaz. | Open Subtitles | سمعت عنك الكثير ايضاً دارسي لاتقلق، لايمكن ان يكون كله صحيحاًً |
Araba çarpmasıyla ölmekten kötü olamaz. | Open Subtitles | لايمكن ان تكون أسؤا من كونكَ مُزْهِقٌ للأرواح |
Biri onu yine de 3. kişiye veriyorsa... lisans bir ürüne özgü olamaz. | Open Subtitles | واذا اعطاها لشخص اخر ايضا لايمكن ان تكون الرخصة لمنتج معين بالذات |
Elle yapılmış olamaz. Çok düzgün. | Open Subtitles | لايمكن ان يكون هذا يدويًّا إنّه ممتاز جدًّا |
Bu adam kral olamaz çünkü... o bir dolandırıcı, şarlatan ve de hırsızdır. | Open Subtitles | ذلك الرجل لايمكن ان ينصب ملكاً لانه محتال و مخادع ولص |
Bu tesadüf olamaz. | Open Subtitles | لايمكن ان تكون صدفة ايها القائد انهم ثلاثة |
orada kimse olamaz | Open Subtitles | لايمكن ان يكون هناك احد في مثل هذا الوضع |
Bunlar Clea Vance'ın olamaz Çünkü o uzun saçlıydı | Open Subtitles | لايمكن ان تكون من شعر كليا فانس لأن شعرها طويل |
Ölü bir senatörün davası söz konusu olduğunda, böyle hatalar olamaz. | Open Subtitles | -مثل تلك الاخطاء لايمكن ان تحدث عندما تتعلق القضيه بمقتل السناتور |
Rudolph'un temizleme solüsyonu bakterinin kaynağı olamaz. | Open Subtitles | محلول رودلوف للتنظيف لايمكن ان يكون السبب. |
Yapmış olamam! O yaşıyordu! Onu hissettim! | Open Subtitles | انا لايمكن ان افعل هذا انها حيه" لقد شعرت بها |
Hayır, hayal görmüş olamam. | Open Subtitles | لا, لايمكن ان يكون حلما |
- İmkansız. Asla sizden biri olamam. | Open Subtitles | - مستحيل , لايمكن ان اكون واحد منكم |
Ancak, geçmişte Dünya'yı büyük bir büyük bir felaketin eşiğine getirdiğiniz gerçeğini göz ardı edemeyiz. | Open Subtitles | لايهم , لايمكن ان نتجاهل الواقع من هذا كما هو الحال في المرات الماضية انت متورطة بمشكلة جلب حافة الكارثة الى العالم |
Ulrik, Hesselboe'nun İstihbarat'tan bunu sızdırmalarını istediğini ima edemeyiz. | Open Subtitles | لايمكن ان نستنتج ان هيسيلبو سرب هذه المعلومات عن رافن |