Şu an enkazı inceliyorum, ama sağlam kalan pek bir şey yok. | Open Subtitles | أنا أبحث بين الحطام الاّن ولكن لايوجد الكثير |
Olan biten pek bir şey yok. | Open Subtitles | لايوجد الكثير مما يجرى هنا الفتيات الصغيرة |
Ama maalesef bebek için yapabileceğimiz pek bir şey yok. | Open Subtitles | ولكني أخشى لايوجد الكثير بإمكاننا عمله من أجل الطفل |
Sofrada pek fazla bir şey yok ama umarım beğenirsin, damadım! | Open Subtitles | لايوجد الكثير على المائده لكن اتمنى ان تأكل كثيرا يا صهرى |
Anlıyorum, hizmetçine yardım etmek istiyorsun. Ama yapabileceğin çok da fazla bir şey yok. | Open Subtitles | أعلم أنّك تودّ مساعدة خادمتك ولكن لايوجد الكثير مما يمكنك فعله |
- Bahsedecek çok bir şey yok. | Open Subtitles | في الحقيقة , لايوجد الكثير لكي اخبرك عنه . |
- Sadece perde. Bakacak pek bir şey yok. | Open Subtitles | فقط الشاشة هناك, لايوجد الكثير لتشاهده |
Aslında, söylenecek pek bir şey yok. | Open Subtitles | لايوجد الكثير لـ أقوله ، تعلمين ؟ |
Gerçi görülecek pek bir şey yok. | Open Subtitles | لكن لايوجد الكثير لرؤيته |
Burada yapabileceğimiz pek bir şey yok. | Open Subtitles | لايوجد الكثير نستطيع فعله هنا |
- pek bir şey yok. | Open Subtitles | لايوجد الكثير. |
Zaten bakacak fazla bir şey yok. | Open Subtitles | لايوجد الكثير كي أراه على أي حال |
Şu anda yapabileceğim fazla bir şey yok. | Open Subtitles | . لايوجد الكثير مما يمكنني فعله |
Söylenecek pek fazla bir şey yok. | Open Subtitles | لايوجد الكثير ليقال |
Anlatılacak fazla bir şey yok aslında. | Open Subtitles | لايوجد الكثير لأخبرك عنه |
Söyleyecek çok bir şey yok. | Open Subtitles | اعني، لايوجد الكثير لقوله |