"لا أدري لكن" - Traduction Arabe en Turc

• Bilmiyorum ama

Ve şimdi bu savaş gerekli ya da ahlaki olsa bile... bilmiyorum, ama şu noktada bu dünya tarihi ve yaşanıyor.
حتى لو كانت ضرورية الآن أو لازمة , لا أدري , لكن في تلك اللحظة انه تاريخ عالمي و هو يحدث

Bilmiyorum, ama şansa bırakamam. Belki hala zaman vardır.
لا أدري لكن لن أخاطر فربما يكون هناك وقت

Bilmiyorum ama, kesinlikle babam annemi yeniden beceriyor.
لا أدري لكن أبي يود الرجوع إلى أمي مجدداً

Bilmiyorum, ama Zoe dün gece daha iyi hissetmek istediysen yapabileceğin bir sürü şey vardı.
لا أدري ,لكن زوي إذا أردتِ الشعور بتحسن أمس كان هناك العديد من الأشياء بإمكانكِ فعلها

Bilmiyorum. Ama bizim kriminalistlerimiz en iyileridir.
لا أدري لكن أطبائنا الجنائيوون هم الأفضل

- Bilmiyorum ama ihtiyacın olduğunda ses çıkarabileceğini bilmek güzel.
لا أدري لكن من الجميل أن تعرف أنه موجود إذا احتجته

Bilmiyorum ama kızın ismi Julia, ve üzücü kısmı kız kötü değil.
لا أدري لكن اسمها جوليا والأمر المحزن هو أنها ليست بشعة

Bilmiyorum ama güneş, onu gittiği her yerde izliyor.
لا أدري لكن تتبعه الشمس حيثما ذهب

Bilmiyorum, ama... sonra gerçeği asla bilemiyorsun.
لا أدري لكن لم تعد تعرف الحقيقة

Bilmiyorum ama iyi bir şey olamaz.
لا أدري , لكن محال أن يكون أمراً جيداً

Bilmiyorum, ama Mike'ın hikâyesi kayıt olana kadar hiçbir yere gidemez.
لا أدري لكن "مايك" لن يخرج من هنا إلا بعد تسجيل إعترافه

Bilmiyorum, ama bir kedinin gözünden onun boğazını sıkıyorken, hayli korkunç görünüyordur.
- لا أدري لكن بالنظر في عيون القطط التي تضربها بالمواسير أظنه شيء مريع جداَ

Bilmiyorum ama umarım klimaları vardır.
لا أدري لكن آمل بأن هناك تكييف هواء

Bilmiyorum ama diğer atlı polislerin beni böyle görmesine izin veremem.
لا أدري لكن لا يجب أن يراني زملائي معك

Bilmiyorum ama Reggie'yi bulup neden ayrıldığını sormaya değer.
لا أدري لكن الأمر يستحق تتبع " ريجي " وسؤاله عن الاعتزال

Bilmiyorum ama ölmemizi isteselerdi şimdiye ölmüştük.
لا أدري لكن لو أرادوا قتلنا فسيقتلوننا

Bilmiyorum ama ölmemizi isteseler ölmüş olurduk.
لا أدري لكن لو أرادوا قتلنا فسيقتلوننا

tamam, bilmiyorum, ama Josef onları sıkıştırdı ve bunu konuda ne yapacağımı bilemedi.
حسنٌ, لا أدري, لكن أعتقد أن جوزيف عرف بالأمر ثم هددّهم وماذا كانوا سيفعلون بعدها!

Bilmiyorum ama sana söz veririm her şey yoluna girecek.
لا أدري لكن أعدك أن كل شيء سيكون بخير

Bilmiyorum ama burada kalıp seni aramalıyım diye düşündüm.
لا أدري , لكن فكرت أن أبقي هنا وأهاتفكِ