| Ben odama gitmek istemiyorum. Dolabımda şeytani bir maymun var. | Open Subtitles | لا أريد الذهاب إلى غرفتي يوجد قرد شرير في خزانتي |
| Yeni bir rotaya ihtiyacımız olacak çünkü ben gitmek istemiyorum. | Open Subtitles | نحن بحاجة لوجهة جديدة، لأنّني لا أريد الذهاب إلى هناك |
| Şimdi nereye gideceğiz? Eve gitmek istemiyorum. | Open Subtitles | إذًا،إلى أين سنذهب الآن لا أريد الذهاب للمنزل بعد |
| Sabahleyin oraya gitmek istemiyorum. Hem hava da soğuk ve nemli olur. - Bak, Beaky. | Open Subtitles | لا أريد الذهاب هناك صباحاً بجانب أن الأمر سيكون بغيض ، وبارد وممطر |
| - Pekala. İçeri gidelim. - İçeri gitmek istemiyorum. | Open Subtitles | حسناً , لنذهب للداخل لا أريد الذهاب للداخل |
| Eve gitmek istemiyorum. Evde yalnız korkarım. | Open Subtitles | لا أريد الذهاب للبيت سأكون خائفة وحدي في البيت |
| California'ya gitmek istemiyorum, tamam mı? Orayı zaten hiç sevmem. | Open Subtitles | لا أريد الذهاب لكاليفورنيا لا أشعر بالراحة هناك |
| - Ben Laputa'ya gitmek istemiyorum. - Ne demek istemiyorum? | Open Subtitles | في الحقيقة أنا لا أريد الذهاب إلى لابيوتا |
| Karda oraya gitmek istemiyorum. gitmek istemiyorum! | Open Subtitles | لا أريد الذهاب فوق، في الثلج لا أريد الذهاب |
| Hayır! Hastaneye gitmek istemiyorum! | Open Subtitles | لا أريد الذهاب إلى المشفى, الناس يموتون هناك |
| Avrupa'ya gitmek istemiyorum. The Elephant Man'i görmek istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد الذهاب إلى أوروبا,أريد مشاهدة فلم الرجل الفيل |
| - Hiçbir yere gitmek istemiyorum! | Open Subtitles | لا أريد الذهاب لأى مكان ــ هذا أمر لا مفر منه يا عزيزتى |
| Meksika'ya gitmek istemiyorum. Seninle kalmak istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد الذهاب إلى المكسيك أنا أريد البقاء معك |
| Seninle gitmek istemiyorum. Misket tüfekli adamı isterim. Tüfeğin var mı? | Open Subtitles | أنا لا أريد الذهاب معك , يعجبني الرجل ذو البندقية , هل معك بندقية ؟ |
| Christian'ın partisine gitmek istemiyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط لا أريد الذهاب الى حفلة كريستيان |
| Rehabilitasyona gitmek istemiyorum. Haftalardır uyuşturucu bile almadım. | Open Subtitles | لا أريد الذهاب لمركز إعادة التأهيل لم أتعاط المخدرات منذ أسابيع |
| Ben koleje dahi gitmek istemiyorum. | Open Subtitles | لأني لا أريد الذهاب إلى الجامعة حتى فأنا لا أهتم |
| gitmek istemiyorum. Niye siz gitmiyorsunuz? | Open Subtitles | لا أريد الذهاب لما لا يستطيع أحدكما أن يفعلها؟ |
| En akıllımız sensin. gitmek istemiyorum. Niye siz gitmiyorsunuz? | Open Subtitles | لا أريد الذهاب لما لا يستطيع أحدكما أن يفعلها؟ |
| Siz merhametli birisiniz. Hapse girmek istemiyorum. Orada hırsız ve tecavüzcüler var. | Open Subtitles | أعرف إنك رجل رحيم لا أريد الذهاب إلى السجن |
| Tatile çıkmak istemiyorum. Bence bensiz gitmelisin. | Open Subtitles | لا أريد الذهاب في الرحلة أعتقد أن عليك الرحيل بدوني |
| On yaşında, anneme artık okula gitmek istemediğimi söyledim. | TED | وفي العاشرة، أخبرت أمي أنني لا أريد الذهاب للمدرسة بعد ذلك. |