Politikaya atılırken yapmak istemediğim şeyler tam da bunlardı işte. | Open Subtitles | هذا بالضبط الشيء الذي لا أريد فعله عندما دخلت في المجال السياسي |
Öyle bir şey olmayacak. Beni yapmak istemediğim bir şeyi yapmam için zorlamıyor. Şimdi izin verirsen hala derisi olan yerlerime krem sürmem lazım. | Open Subtitles | هذا لن يحدث انها لن تضغط على لفعل شىء لا أريد فعله أستأذنك سوف أذهب لوضع المطهر على الأماكن التى ماذالت بها جلد |
İlişkiyi yapmak istemediğim şeye odakladı. | Open Subtitles | لقد بنيت العلاقة بأكملها على الشيء الوحيد الذي لا أريد فعله |
Yoksa O, sana benim yapmak istemediğim şeyleri yaptıracak ve ben sana o şeyleri yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | سيرغمني على فعل الشيء الذي لا أريد فعله و أنا لا أريد أن أفعل لك ذلك |
yapmak istemediğim bir şey yapmak zorunda kalabilirim. | Open Subtitles | ربما يتوجّب علي فعل شيء ما لا أريد فعله |
yapmak istemediğim o şeyi şimdi yapmak zorundayım. | Open Subtitles | علي القيام بالشيء الذي لا أريد فعله |
Lütfen bana yapmak istemediğim bir şeyi yaptırtmaya zorlamayın. | Open Subtitles | لا ترغمينني على فعل أمرٍ لا أريد فعله{\pos(192,230)} |
yapmak istemediğim ve yapmayacağım Hitit Ordusu ile saray duvarlarının dışında savaşmaktır. | Open Subtitles | ما الذي لا أريد فعله ولن أفعله هوالجلوسهنا... والإنتظار حتى نقاتل جيوش (الحيثيون) خارج أسوار القصر. |