Buna inanamıyorum! Kaptan, orada bir hazine bıraktık! | Open Subtitles | لا أصدق ذلك أيها الكابتن , لقد تركنا كنز بالإسفل هناك |
Buna inanamıyorum. Onları oraya daha önce park etmişler. | Open Subtitles | . لا أصدق ذلك لقد أعادوهم حيثُ كانوا من قبل |
Çünkü basit olanın iyi olduğu propagandasına kesinlikle alıştık. Ama ben Buna inanmıyorum. | TED | ذلك أنه من المؤكد أننا قد اعتدنا على الدعاية بـأن ما هو بسيط هو جيد. لكنني لا أصدق ذلك. |
Buna inanmıyorum. Muhtemelen paraya ihtiyacı vardı ve borç isteyemeyecek kadar gururluydu. | Open Subtitles | لا أصدق ذلك ، ربما كان بحاجة إلى المال ولكنه يتعفف عن الإقتراض |
İnanamıyorum. Önümüzdeki gece her koltuk dolmuş olacak. | Open Subtitles | لا أصدق ذلك ، ليلة الغد سيتملئ كل مقعد هنا |
Elbette böyle bir şey olacağını bilmiyordum. Yani şu patlamaya da hâlâ inanmıyorum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم ماذا ستكون العواقب أقصد، التفجير، ما زلت لا أصدق ذلك |
Buna inanamıyorum! Onları nasıl elinden kaçırabilir! | Open Subtitles | لا أصدق ذلك ، كيف له أن يتركهم يفلتون من يديه؟ |
Buna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق ذلك أعني، من مشاهدتي لها اللّيلة |
Buna inanamıyorum ibne... ya da ibneler gizli teslimatı biliyorlardı. | Open Subtitles | أنا لا أصدق ذلك لقد عرف موعد التسليم السرى |
Buna inanamıyorum. Siz bu savaşın gerçekten bitmesini mi istiyorsunuz? | Open Subtitles | لا أصدق ذلك هل تريدوا إنتهاء الحرب فعلا؟ |
Buna inanamıyorum. O çocuklar yine yukarıda. | Open Subtitles | لا أصدق ذلك هؤلاء الأطفال صعدوا فوق مرة أخرى |
Aman tanrım.Buna inanamıyorum. İşte burdasın kardeşim. | Open Subtitles | يا ألهى ,لا أصدق ذلك أنتى هنا ,يا أختى الكبيرة |
- Buna inanmıyorum. - Yetkiliye teslim etmeye götürüyordum. | Open Subtitles | لا أصدق ذلك سأسلم هذه العلبة لضابط السفينة |
Hemşireler de bunu söyledi ama bunun çok fazla olduğunu söylediler ama ben Buna inanmıyorum. | Open Subtitles | يقلنَ أن هذا كثيراً ما يحصل لكني لا أصدق ذلك |
Hiçbir şey umurumda değil diyorsun ama Buna inanmıyorum. | Open Subtitles | تقول بانك لا تهتم بأي شيء و لكنني لا أصدق ذلك |
Çok güzel olmuş. Bunu hak etmiyorum. İnanamıyorum. | Open Subtitles | . إنها رائعة للغاية ، أنا لا أستحقها لا أصدق ذلك |
İnanamıyorum. Benzin alalım demistim. | Open Subtitles | لا أصدق ذلك قلت لك قبل ساعة أنها تحتاج لتعبئتها بالوقود |
İnanılır gibi değil. | Open Subtitles | أنا لا أصدق ذلك |