"لا أضطر" - Traduction Arabe en Turc

    • zorunda kalmayayım
        
    • zorunda kalmam
        
    • zorunda değilim
        
    • yapmak zorunda kalmayacağım
        
    Çünkü yukarı çıkmak zorunda kalmayayım diye çalışma odasını yatak odasına çevirdin. Open Subtitles لأنك حولت الغرفة السفلى لغرفة نومٍ لي حتى لا أضطر للصعود للفوق.
    Gazeteyi elime ver de, taşınağımı bırakmak zorunda kalmayayım. Open Subtitles وسلمني الصحيفة كي لا أضطر لاستخدام الملقاط
    Gözlerimi onlardan alamıyorum. Şuraya koyayım ki daha çok bakmak zorunda kalmayayım, hoş çakal. Open Subtitles لا يمكنني إبعاد ناظري عنهم أدخل هنا كي لا أضطر للنظر إليك مجدداً
    En iyisi ayrılalım, böylece 15 kilometre yürümek zorunda kalmam. Open Subtitles لمَ لا نفترق لكي لا أضطر لأمشي 10 أميالٍ هنا
    Ya da daha iyisi, onu yatak odasında ye böylece kimse seni görmez böylece bir tane daha yapmak zorunda kalmam, tamam mı? Open Subtitles أو من الأحسن أن تأكلها في غرفة النوم كي لا يراك أحد حتى لا أضطر لصنع واحدة أخرى
    Ve ona yalan söylemek zorunda değilim çünkü onu yatağa atmak istemiyorum. Open Subtitles وأروع ما في الأمر، أني لا أضطر إلى الكذب لأستدرجها إلى السرير
    Ona sarıldığımda sokakta bile olsa, hemen bırakmak zorunda değilim. Open Subtitles عندما أحضنها أمام الناس لا أضطر لإطلاقها من بين يدي
    Aslında, burada olman bir şans, böylece bunu kendim yapmak zorunda kalmayacağım. Open Subtitles في الحقيقة , من حسن حظي أنك موجودة حتى لا أضطر لقتله بنفسي
    Hayır bunu yapıyorum ki, kimse için çalışmak zorunda kalmayayım. Open Subtitles لا، إني أقوم بهذا لكي لا أضطر للعمل مع أحد أبداً
    Öyleyse vaktinizi boşa harcamayın ki ben de karışmak zorunda kalmayayım. Open Subtitles إذن توقف عن إضاعة وقتي حتى لا أضطر إلى التدخل
    Lütfen beni hemen hastaneye götür de şunların suç mahallini sikip attığını görmek zorunda kalmayayım. Open Subtitles أرجوك خذني للمستشفى حتى لا أضطر لمشاهدتكم تخربون مكان الجريمة
    Ayrıca işten kendi isteğinle çıkmanı istiyorum ki bir de işsizlik parası ödemek zorunda kalmayayım. Open Subtitles وأنا أريدكِ أن تقدمي استقالتكِ حتى لا أضطر لأن أدفع لكِ بنساً واحداً
    Sana tedarikçilerle buluş diye para veriyorum... ki ben yapmak zorunda kalmayayım. Open Subtitles أدفع لك لتقابل أولئك الموردين كي لا أضطر لهذا
    Yap o zaman ki ben de şu beyhude saçmalıklarınızı dinlemek zorunda kalmayayım. Open Subtitles افعل هذا فحسب حتى لا أضطر لسماع كلامك الجنوني الذي لا ينتهي
    Umuyorum ki gitmek zorunda kalmam. Open Subtitles .. حسناً ، أنا . أتمنى أن لا أضطر لفعل هذا
    Geride kaldı ve umarım o kadını bir daha asla görmek zorunda kalmam. Open Subtitles حسناً لقد إنتهى الأمر و أمل أن لا أضطر أبدا أن أرى هذا المرأه مجدداً
    Umarım bunu tekrarlamak zorunda kalmam Bayan Barnes. Open Subtitles آمل أن لا أضطر لقول ذلك مجدداً
    Başımı ağrıtıyor. Tatlım, kredi kartımı kullandım, o yüzden gitmek zorunda değilim. Open Subtitles عزيزتى لقد إستعملت كارت الإئتمان حتى لا أضطر للدخول
    Gördüğünüz gibi, okula gitmek zorunda değilim. Open Subtitles أترون؟ أنا لا أضطر للذهاب للمدرسة
    Her küçük ayrıntıyı anlatmak zorunda değilim. Open Subtitles لا أضطر لتفسير كل شيء لك
    Onu hayalimdeki babaya ya da sadece bebek bakıcılığı yapmak zorunda kalmayacağım bir adama döndürebileceğim bir anahtarı yok. Open Subtitles ليس لدي مفتاح رئيسي أضغط عليه لأحوله إلى الرجل الذي أتمنى أنه رباني، أو إلى من لا أضطر أن أجالسه على الدوام.
    Onu hayalimdeki babaya ya da sadece bebek bakıcılığı yapmak zorunda kalmayacağım bir adama döndürebileceğim bir anahtarı yok. Open Subtitles ليس لدي مفتاح رئيسي أضغط عليه لأحوله إلى الرجل الذي أتمنى أنه رباني، أو إلى من لا أضطر أن أجالسه على الدوام.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus